Notit

Dünya’da Yaşamın Var Olma İhtimali

[New Atlas yazısından çevrilmiş ve düzenlenmiştir]
Tarih: 13.01.2021
Yazar: Fuat Bayrakçı
Ortalama Okuma Süresi: 4 dakika

100.000 rastgele dünyanın simülasyonunu içeren yeni araştırma, şansın, karmaşık yaşamın evrimi için ihtiyaç duyulan üç ila dört milyar yıl boyunca yaşanabilir bir çevreyi sürdürmesine izin vermede önemli bir rol oynadığını gösteriyor.

Dünya her zaman yaşamak için en keyifli yer olmamıştır. Tarihi, buz çağları, hoş olmayan volkanizma dönemleri ve hatta tuhaf dehşet verici asteroit çarpması ile dolu.

Kitlesel yok oluşlar ve iklim değişimleri, Dünya’daki yaşamı birçok kez yok olma eşiğine getirdi. Bununla birlikte, gezegenimizin son üç ila dört milyar yıldır sürekli yaşanabilir kalmayı başardığı olağanüstü gerçek var. Tek hücreli yaşam formlarının insana dönüşmesine yetecek kadar uzun.

Yeni bir çalışmada, Southampton Üniversitesi’nde Dünya sistem bilimi uzmanı olan Profesör Toby Tyrrell, gezegenimizin nasıl yaşanabilir kalmayı başardığına ve bunun devam eden başarısında şansın ne ölçüde rol oynamış olabileceğine ışık tutmaya başladı.

Bu amaçla Profesör Tyrrell, 100.000 rastgele farklı dünyayı modellemek için Southampton Üniversitesinde bulunan Iridis süper hesaplama tesisini kullandı. Daha sonra evrimsel yollarının ve dolayısıyla sıcaklıklarının üç milyar yıl boyunca iklimi değiştiren olaylardan nasıl etkilendiğini simüle etti.

Her dijital gezegenin evrimi 100 kez simüle edildi ve her çalışma için dünyalara farklı rastgele olaylar uygulandı.

100.000 gezegenden yalnızca birinin simülasyonlarının 100’ü için yaşanabilirliği koruyabildiği keşfedildi. Üç milyar yıl boyunca yaşamı sürdürmeye uygun bir sıcaklığı koruyabilen geri kalan dünyalar, bunu ancak simüle edilmiş geçmişlerinin bazılarında yapabildiler ve bu nedenle, kesinlikten ziyade yaşanabilir olma olasılıkları vardı.

Yaşanabilir bir gezegene sahip olduğumuz için ne kadar şanslıyız?

Dijital gezegenlerin yüzde dokuzu veya 8.710’u, en az 100 simüle edilmiş çalışmasında üç milyar yıl boyunca yaşanabilir bulundu. Bunlardan yaklaşık 8.000 dünyanın başarı oranı 100’de 50’den azdı ve gezegenlerin 4.500’ü, 100 simülasyonunun 10 katından daha az yaşanabilir durumdaydı.

Yazara göre sonuçlar, Dünya’nın yaşanabilirliğinin basit bir kaçınılmazlık olmadığını, daha ziyade gezegenimizin veya şu anda üzerinde yaşayan her türün, dünyamızdaki yaşamın katlanmak zorunda kaldığı çevresel felaketler açısından istatistiksel olarak şanslı olduğunu gösteriyor.

Profesör Tyrrell, “Dünyanın bu kadar uzun süre, en azından kısmen şansa bağlı olarak yaşam için uygun kaldığını artık anlayabiliyoruz” diyor. “Örneğin, biraz daha büyük bir asteroit Dünya’ya çarpsaydı veya bunu farklı bir zamanda yapsaydı, o zaman Dünya yaşanabilirliğini tamamen kaybetmiş olabilirdi. Başka bir deyişle, erken Dünya’da gelişmiş yaşam olarak akıllı bir gözlemci olsaydı ve gezegenin önümüzdeki birkaç milyar yıl boyunca yaşanabilir kalma şansını hesaplayabilseydi, bu hesaplama pekala çok zayıf olasılıkları ortaya çıkarmış olabilirdi.”

Makale, Nature dergisi Communications Earth & Environment’da yayınlandı ve Profesör Tyrrell araştırmasını aşağıdaki videoda tartışıyor.

 

Araştırma Videosu

 

 

KAYNAKÇA & İLERİ OKUMA

ÇEVİRİ | NEW ATLAS

BAŞLIK GÖRSEL | NASA SPITZER UZAY TELESKOBU

araştırma videosu | youtube

 

Scroll to Top