Tarih: 02.05.2021
Yazar: Bilgin Burak Öztoprak
Ortalama Okuma Süresi: 3 dakika
İmposter Sendromu, diğer insanların sizi algıladıkları kadar yetkin ve becerikli olmadığınıza inanmanın içsel bir deneyimini ifade eder. Kısaca, imposter sendromu sahte gibi hissetme deneyimidir.
Bu sendroma sahip bir kişi, ulaştığı mesleki konuma ya da toplum içindeki statüsüne tesadüfen ulaştığını, adının önünde sahip olduğu etiketi aslında hak etmediğini; her an diğer insanların onun bu sahtekarlığının farkına varabileceklerini düşünür.
Hastalığın yaygın belirtilerinden bazıları şunlardır:
- Kendinden şüphe
- Yetkinlik ve becerilerinizi gerçekçi bir şekilde değerlendirememe
- Başarınızı dış faktörlere bağlamak
- Beklentileri karşılayamayacağınıza dair korku
İmposter sendromu, bazı insanlarda başarıyı körükleyebilmektedir, ancak bunun kaygı gibi bir bedeli vardır. Kimsenin sizin sahtekarlığınızın farkına varmaması için gereğinden fazla hazırlık yapabilir, gereğinden fazla çalışabilirsiniz. Ancak bu durumda, daha fazla çalışmanın daha çok başarı getirebilmesi nedeniyle imposter sendromunun sizi daha fazla etkilemesi de mümkün.
İlerleyen seviyelerde, hissettiğiniz bu duygular kaygılarınızı arttırarak depresyona yol açabilmektedir. İmposter sendromu yaşayan insanlar, sosyal anksiyete bozukluğundan muzdarip olanlara benzer şekilde diğer insanlar ile nasıl hissettikleri hakkında konuşmama ve sessizce mücadele etme eğilimine sahiptir.
İlk olarak 1978 yılında psikolog Suzanne Imes ve Pauline Rose Clance tarafından tanımlanan bu sendrom, ünlü sanatçılarda, üst düzey yöneticilerde ve çok iyi seviyede bulunan okullarda okuyan öğrencilerde sıklıkla görülüyor. İnsanların %70’inin bu sendromu hayatlarının en az bir bölümünde yaşayacağı tahmin edilmektedir. Tarihteki en ünlü bilim insanlarından birisi olan Albert Einstein, hayatının son dönemlerinde söylediği “Yaptığım işe atfedilen abartılı itibar beni hasta ediyor. Kendimi üçkağıtçının teki olarak görmekten alıkoyamıyorum.” sözüyle İmposter Sendromu yaşadığına işaret etmiştir.
İmposter Sendromu ile başa çıkma:
- Hislerinizi diğer insanlar ile paylaşabilirsiniz. Diğer insanlar, sizin sahip olduğunuz ancak farkında olmadığınız bazı özellikleriniz nedeniyle size hayranlık duyuyor, sizi takdir ediyor olabilir.
- Başkalarına odaklanın. Sizinle aynı düzeyde bulunan insanların aslında sizden çok da farklı olmadığını görmek size bulunduğunuz konumu hak ettiğinize işaret edebilir.
- Yetersiz hissettiğiniz konudaki yeteneklerinizi objektif bir şekilde değerlendirin. Başarılı ve iyi olduğunuz yönleri görmeye çalışın.
- Mükemmeliyetçilikten vazgeçin. Bir şeyin mükemmel olması için harcayacağınız çabayı farklı işleri makul düzeyde iyi yapabilmek için harcamak hem daha verimli olacaktır hem de kendinizi daha iyi hissetmenizi sağlayacaktır.
Son olarak; unutmayın ki kendinizi bir sahtekâr olarak hissediyorsanız, şansa ya da diğer faktörlere atfedilebilecek bile olsa bir başarıya sahip olduğunuz anlamına gelmektedir.
KAYNAKÇA & İLERİ OKUMA