Notit

icat

ROBOTLARA DOKUNMA HİSSİ VERECEK TEKNOLOJİ: SHADOWSENSE

[New Atlas yazısından çevrilmiş ve düzenlenmiştir]
Tarih: 23.02.2021
Yazar: Süleyman Mansuroğlu
Ortalama Okuma Süresi: 3 dakika

Şu anda robotlar için dokunmaya duyarlı elektronik cilt geliştiren birkaç grup var. Cornell Üniversitesi’ndeki bilim adamları, robotlara dokunulduklarını bildirmek için gölge görüntüleme kameraları kullanarak daha basit bir yaklaşım izliyorlar.

ShadowSense olarak bilinen deneysel sistem, yumuşak gövdeli bir robot üzerinde elektronik olmayan yarı saydam bir “dış yüzey” altında bulunan, USB ile çalışan dizüstü bilgisayara bağlı sıradan bir kamera içeriyor.

Bir kişi robotun üstüne yaklaştığında, ortamdaki aydınlatma elinin gölgesini deriye düşürür. Kamera, elin cilde gerçekten ne zaman dokunduğunu, cildin hangi bölgesine dokunduğunu ve hangi hareketi yaptığını belirlemek için makine öğrenimine dayalı algoritmaları kullanarak, cildin diğer tarafından (robotun içinden) o gölgeyi izler. Bu şekilde, ShadowSense yalnızca robota ne zaman ve nerede dokunulduğunu söylemekle kalmaz, aynı zamanda farklı dokunma hareketlerine farklı komutlar da atayabilir.

Mevcut prototip robot- silindirik, tekerlekli bir iskeletin etrafına gerilmiş naylon deriden yapılmış şişirilebilir bir kese- avuç içi ile dokunma, delme, iki elle dokunma, sarılma, işaret etme ve hiç dokunmama arasında ayrım yapabiliyor. Bunu, aydınlatmanın gücüne ve yönüne bağlı olarak yüzde 87,5 ile 96 arasında bir doğrulukla yapabiliyor.

Araştırmacılar, dokunmatik ekranlarda veya elektronik cihazlarda da kullanılabileceği için, teknolojinin uygulamalarının robotik ile sınırlı olmadığını belirtiyorlar. Bununla birlikte, ShadowSense’in şu anda bazı sınırlamaları var, sadece bir ışık kaynağı gerekli değil, aynı zamanda kameranın cildin etkileşimli kısmının görüş alanı içinde yer alması gerekiyor. Aynaların veya ek lenslerin kullanılması bir sonraki adım olabilir.

“Dokunma çoğu organizma için çok önemli bir iletişim şeklidir, ancak insan-robot etkileşiminde henüz hazır değildir” diyor baş bilim insanı Doç. Dr. Guy Hoffman. “Bunun nedenlerinden biri, tüm vücut dokunuşunun çok sayıda sensör gerektirmesi ve bu nedenle uygulanmasının pratik olmamasıdır. Bu araştırma, düşük maliyetli bir alternatif sunuyor.”

 

Cornell Üniversitesi Araştırma Tanıtım Videosu

 

KAYNAKÇA & İLERİ OKUMA

MAKALE | CORNELL ÜNİVERSİTESİ

ÇEVİRİ | NEW ATLAS

BAŞLIK GÖRSELİ | NEW ATLAS

Tanıtım videosu | youtube

 

ROBOTLARA DOKUNMA HİSSİ VERECEK TEKNOLOJİ: SHADOWSENSE Read More »

DIAMOND NANO PİLLER

[NDB Technology açıklamasından çevrilmiş ve düzenlenmiştir]
Tarih: 09.02.2021
Yazar: Süleyman Mansuroğlu
Ortalama Okuma Süresi: 4 dakika

Diamond nano piller kendi kendine şarj olabilen, bunu yaparken de yüksek güç çıkışı verebilen uzun ömürlü pillerdir. Uzun kullanım demişken binlerce yıldan bahsediliyor. Tipik olarak bir yarı iletken, metal ve seramiğin kombinasyonundan oluşan bu piller iki bağlantı yüzeyi ile yük topluyor. Genel bir pil sistemindeki gibi pozitif ve negatif temas yüzeyi oluşturabilmek için bu sistemlerden bir yığın oluşturuluyor. Bu yığının her katmanı yüksek bir enerji çıkış kaynağından oluşuyor. Bu şekilde sistemin genel verimliliğini arttırıp ürün için çok katmanlı bir güvenlik kalkanı sağlıyor.

Peki elektriği nasıl üretiyor?

 

RADYASYONDAN ELEKTRİĞE

Tüm radyoizotoplarının yüksek miktarda ısı ürettiklerini biliyoruz. İzotopların önceden bahsettiğim katmanların arasında en uygun yerlere yerleştirilmesi, bulunduğu yerdeki tek kristalli elmas nedeniyle de ortaya çıkacak olan esnek olmayan saçılmayı kolaylaştıracaktır. Bu tasarım sayesinde de ısının radyo-izotop tarafından absorbe edilmesini önler ve kullanılabilir elektriğe hızlıca dönüştürülmesini sağlar.

NDB şirketi radyoaktif atıkların geri dönüştürülmesinin pek çok kişinin ilgilenmediği bir konu olduğunu belirterek, pillerde sürdürülebilirliği sağlamak ve güvenli, emniyetli bir ortamda temiz bir enerji kaynağı teşvik etmek için nükleer yakıtı yeniden işleyerek ve geri dönüştürerek yeniden kullanmayı hedefliyorlar. Bor katkılı tek kristalli elmas ile sistemden her yönden yararlanmaya çalışan NDB şirketi alfa ve betanın yanı sıra fazla nötron radyasyonlarının da bor-10 katkısı kullanarak alfa ışınına dönüştürüyor. İnce film yapısı sayesinde esnek tasarım yapısı olan bu piller uygulanacak yere göre her şekil ve biçimde olabilecek bu da pillerin her türlü pazara girebileceğini gösteriyor.

 

ENERJİ ÜRETİMİNDE BU PİLLERİ KULLANMAK GÜVENLİ Mİ?

Piller, bilinen en termal iletken olup aynı zamanda içindeki radyasyonu tutma kabiliyetine de sahip olan poli-kristal elmas tabakasıyla kaplı olacak. Bu malzeme paslanmaz çelikten yaklaşık on iki kat daha serttir. Bu da pilleri kurcalanmaya karşı korumalı ve son derece sağlam hale getiriyor. Pil sistemindeki yüksek enerji kaynağı çalışma sırasında ısı üretecektir. Sistemdeki ısıyı optimum seviyede tutabilmek adına elmas dış kaplamaya termal bacalar yerleştirdiler. Pil sistemi içerisinde nükleer güç kaynağı bulundurmak nükleer yayılma sorununu ortaya çıkarır. Bu sorunu çözmek için de pillerin içerisine güç üretimi dışında kullanımı engelleyen bir iyon yerleştirme yöntemiyle kilit sistemi oluşturdular.

 

NE OLACAK?

Cep telefonları, bilgisayarlar, arabalar kısacası elektrikle çalışan her şey için devrim olabilecek ve gelecekte beklenen yeni teknolojilerden bize bir fikir verebilecek bir girişim. İnsanlığın şimdiki hayatında azımsanmayacak ölçüde büyük bir ihtiyaç olan enerji ihtiyacını karşılayabileceğini düşünüyorum. Pillerin enerji üretiminde nükleer atık yaratmaması küresel ısınma ve atık birikimini önleme konusunda da çok büyük yardımcı olacağından böylesine bir araştırma insanların hayatını kolaylaştıracaktır.

 

 

KAYNAKÇA & İLERİ OKUMA

NANO DIAMOND BATTERY | NDB TECHNOLOGY

BAŞLIK GÖRSELİ | NDB TECHNOLOGY

DIAMOND NANO PİLLER Read More »

Yapay Zekaya Yönelik Göz: İnsan Retinasını Taklit Eden Optik Cihaz

[Science Focus yazısından çevrilmiş ve düzenlenmiştir]
Tarih: 01.02.2021
Yazar: Fuat Bayrakçı
Ortalama Okuma Süresi: 5 dakika

Yapay zekamız bir insan beyni gibi düşünebiliyorsa, neden onu normal bir bilgisayar gibi verileri besliyoruz? Bilim adamları, aldığımız duyusal girdiyi dikkate alarak bu soruyu ele alıyor ve insan gözünün işleyişinden ilham alan optik bir cihaz geliştirdiler. Oregon’daki araştırmacılar, robotik bileşenleri çok daha verimli hale getirebilecek optik sensörler hakkındaki araştırmalarını yayınladılar.

Normalde güneş pillerinde kullanılan ultra ince ışığa duyarlı perovskit malzeme katmanlarını kullanan bu cihaz, farklı ışık yoğunluklarını algıladığında sinyallerini uyarlar. Perovskitler, pozitif yükler taşıyan metal atomları ve oksijen veya halojenür anyonlarından oluşan, negatif yükler taşıyan ve ilginç bir kafes oluşturan kimyasal maddelerdir. Yapıdaki atomik düzeydeki değişiklikler perovskitlerin elektrik davranışını değiştirebildiğinden, perovskitlerin benzersiz özelliklerini oluşturan yüklü kafes yapısı. Perovskitleri mükemmel yarı iletken yapan, elektriği yalıtmaktan iletken hale getirebilen bu özelliklerdir.

Güneş pillerinden farklı olarak oluşturulan cihazlar sağlanan ışığı enerji olarak depolayıp kullanmaz, bunun yerine değişen aydınlatmaya yanıt verir. Bunu yaparken, bu yeni ‘retinomorfik’ sensörler, ışıktaki değişikliklere göre önlerindeki görüntüyü işlemek için sinyaller gönderir. Elektrik ve Bilgisayar Mühendisliği Yardımcı Doçenti Dr. John Labram , başlangıçta arka planda yürüttüğü ve insan beyninin ve gözlerinin nasıl çalıştığını detaylandıran bir biyoloji dersinden ilham aldı. Gözlerimiz ışıktaki değişikliklere duyarlı, ancak sürekli aydınlatmaya daha az duyarlı olan foto reseptörlere sahiptir. Bundan sonra, bu foto reseptörlerin gözlerimizdeki işleme davranışını taklit etmek için potansiyel cihazları çizmeye başladı.

Bu tür değişiklikler genellikle hareketle ilişkilendirilir ve bunu yapay zeka alanı için inanılmaz derecede önemli bir gelişme haline getirir . Bir kumsala baktığımızda, gözlerimiz büyük, kıvrımlı bir dalga veya çiplerimizi çalmak için aşağıya süzülen bir martı gibi değişikliklere çekilir. Bilgiye bu şekilde öncelik vererek çevremizi yorumlamamız daha az zaman alır. Yapay zeka için bu, görsel girdi seviyesinde daha basit, daha verimli işleme anlamına geliyor, yani AI sistemleri şu anda olduğundan çok daha hızlı farklı bilgi türlerini bir araya getirebilir. “Bu sensörlerin nesnelerin hareketini takip eden bir robot tarafından kullanıldığını hayal edebilirsiniz. Görüş alanında sabit olan herhangi bir şey bir yanıt ortaya çıkarmaz, ancak hareket eden bir nesne yüksek voltaj kaydediyor olabilir. Bu, robota herhangi bir karmaşık görüntü işleme olmaksızın nesnenin nerede olduğunu hemen söylerdi ”dedi.

Şu anda, bilgisayarlar bilgileri adım adım alarak girdileri bir dizi veri noktası olarak işlerken, bu teknoloji daha entegre bir sistem oluşturmaya yardımcı olur. Yapay zeka için, araştırmacılar, bilgiyi paralel olarak işleyebilen, iletişim kuran hücreler olan bir nöron ağı içeren insan beynini inşa etmeye çalışıyorlar. Labram’ın araştırması, robotik, görüntü tanıma ve sürücüsüz arabalar için ölçeklendirilme potansiyeli ile bu yönde önemli bir adımdır.

 

 

KAYNAKÇA & İLERİ OKUMA

ÇEVİRİ | Science Focus

Başlık Görseli | pixel4k.com

Yapay Zekaya Yönelik Göz: İnsan Retinasını Taklit Eden Optik Cihaz Read More »

Kıvrılabilir Ekran Teknolojisi – OLED

[Özgün Yazıdır]
Tarih: 08.01.2021
Yazar: Süleyman Mansuroğlu
Ortalama Okuma Süresi: 5 dakika

        Kıvrılabilir ekranlar aslında uzun zamandır hayatımızdalar. Samsung’tan kenarları kıvırtılmış telefon ekranlar, LG’den bükülmüş televizyonlar ve Apple, Iphone X ile beraber bu teknolojiyi kullanmaya başladı fakat şu anda rekabet başka boyutlarda: Katlanabilir Ekran. Peki nedir bu katlanabilir, kıvrılabilir ekranlar? Neden önemliler?

        Çoğu cihazda LCD ekranlar bulunur. LCD (Liquid Crystal Display) ekranlar bir cam anodunun üzerinde panel ve onun üzerinde de yine cam olarak üç katmandan oluşuyor. Bu yapısı sebebiyle arka camda eğilip bükülmeyle kırılabilir. Kırıldığı için de ekran yapısı bozulur ve görüntü gelmez. Ekranın kıvrılabilmesini sağlayan ekran türünün adı OLED’tir. 

        OLED ekran nedir? OLED (Organic LED) ekran dört katmanda oluşur: Anot, Organik İletken, Organik Salım ve Katot. OLED ekranların temel çalışma prensibi, akım katottan anoda geçerken aradaki organik tabakaların ışık şeklinde enerji salmasıdır.

OLED Ekran Katmanları

                                                                         

        OLED ekranda, ekranın ışık yayan kısmı olan pikseller aslında ekranın içine gömülüdür yani ledler bir camın arkasından yansıtılmıyor direkt olarak kullanılan materyalin içindedirler. OLED ekran teknolojisi ilk kullanılmaya başlandığında anot cam materyalinden yapılıyordu. Esnek ekranlar cam yerine plastik kullanılanlardır. Kullanılan plastiğin esnekliğine ve kırılma direncine bağlı olarak da ekranları kıvırabiliyorlar.

        Şu anda kullanılan telefonların çoğu OLED ekran kullansa da en üst tabakaya ekranı darbelerden ve sudan koruyacak bir cam ekliyorlar. Bunun sebebi OLED ekranların su ile temas anında yapısının bozulmasıdır. Bu sebepten dolayı da hareketli bir sistem yapılamıyordu. Yeni tanıtılan teknolojilerle beraber (Samsung Galaxy Fold, Huawei Mate X, Motorola RAZR) bu sorunu ortadan kaldırmış gibi gözüküyor. Aktif kıvrılabilir yani katlanabilir bir ekran plastiği üretebildiler yani aslında siz eğer o telefonları kullanacaksanız ekrandaki cama değil direkt olarak ekrana dokunuyor olacaksınız. Yine de sorunlar bitmiş değil, hala ekranların katlanma açısı büyük ve fiziksel menteşeler kullanılıyor.


Katlanma Görselleri
Kıvrılabilir ekranlar neden önemli? Bu ekranları sadece cep telefonları üzerinde kullanılabilir gözüyle bakmak büyük bir yanlış olur. Uzun bir süredir var olan E-Kâğıt teknolojisinin OLED ekranlarla birleşmesi, giyilebilir teknolojiler ve rulo şekline getirebileceğiniz ekranlar teknolojiye yeni bir soluk ve bakış açısı getirecek.

 

 

KAYNAKÇA  & İLERİ OKUMA

OLED | ossıla

Oled ekran katmanları | osılla

KATLANMA Görselİ | GOOGLE PATENTS

BAŞLIK GÖRSELİ | LG

Kıvrılabilir Ekran Teknolojisi – OLED Read More »

Uçan Taksi 2024 Kalkışı İçin Hazırlandı

[E&T yazısından çevirilmiş ve düzenlenmiştir]
Tarih: 02.01.2021
Yazar: Süleyman Mansuroğlu
Ortalama Okuma Süresi: 4 dakika

        Bristol merkezli bir mühendislik şirketi, VA-1X adlı, beş yolcuya kadar taşıyabilen ve 2024’te ticari uçuşlara başlayacak olan “uçan taksi” yi tanıttı.

Developers Vertical Aerospace (VA) adlı şirket, aracın “dünyanın ilk sertifikalı, tamamen elektrikli Dikey Kalkış ve İniş (eVTOL) uçağı” olacağını ve bunu İngiltere’de üretmeyi planladığını söyledi.

        VA-1X, 160 km ‘ye kadar kullanılabilir bir menzil ile yaklaşık 240km/h hızla seyir yapabilecek, örneğin yolcuların İstanbul’dan Bursa’ya iki buçuk saatlik sürüşe kıyasla yaklaşık yarım saatlik bir yolculuk yapabilecekleri anlamına geliyor.

        VA-1X, yoğun trafik sorununu aşacak ve ticari havayolları ile aynı güvenlik standartlarına göre sertifikalandırma olacaktır. VA, elektrik motorunun yolculukların tamamen emisyonsuz olacağı anlamına geleceğini söyledi.

VA-1X İçin Tasarlanan Yolcu Kabini

        Firmanın nihai amacı, VA-1X’i helikopter uçuşlarından daha ucuz hale getirirken, çevre dostu hava yolculuğunun önündeki en büyük engellerden birini ortadan kaldırmaktır.

        Hava taksi hizmetleri fiyatlarının başlangıçta bir helikopter uçuşu ile özel bir araba arasında olacak ayrıca benimsenme arttıkça fiyatın düşmesi bekleniyor.

        VA-1X, dağıtılmış itici güç sistemi sayesinde bir helikopterden yaklaşık 30 kat daha sessiz olup bu sayede gürültü kirliliğini azaltmış olacak.

        15 metre kanat açıklığına ve 13 metre uzunluğa sahip olan bu uçak, mevcut helikopter pistlerinden kalkış ve iniş yapabilecek ve kablolu uçuş kontrol sistemleri uçmayı kolaylaştıracak.

        Uçabilen elektrikli kısa mesafeli araçlar geliştirme çabaları son yıllarda artıyor; Alman start-up Lilium, rakip bir aracın erken uçuş testini Ekim ayında tamamlıyor ve Uber, havadan taksi rotalarını yönetmek için yazılım geliştirmek için Nasa ile ortaklık yapıyor. Bu alanda bir dizi başka şirket de faaliyet göstermekte.

        Vertical Aerospace CEO’su Michael Cervenka, “eVTOL teknolojisi, ticari havayollarının güvenliğini uçuşu elektrifikasyonunun yıkıcı çevresel ve maliyet avantajlarıyla birleştirerek seyahatte devrim yaratacak” dedi.

        “VA-1X’in piyasaya sürülmesiyle, eVTOL’u kitlesel pazara benimsemeye bir adım daha yaklaştırmaktan ve havacılığın bir sonraki çağını desteklemekten gurur duyuyoruz.”

        “Vertical Aerospace olarak, insanların dünyaya zarar vermeden A noktasından B noktasına hızlı ve ekonomik bir şekilde gidebilmeleri gerektiğine inanıyoruz – VA-1X ile bu vizyon beş yıldan kısa bir süre içinde gerçekleşmeye başlayacak.”

 

 

KAYNAKÇA & İLERİ OKUMA

ÇEVİRİ | E & T Engıneerıng and Technology

va-1x | VERTICAL AEROSPACE

BAŞLIK GÖRSELi | VERTICAL AEROSPACE

yolcu kabini GÖRSELi | VERTICAL AEROSPACE

 

Uçan Taksi 2024 Kalkışı İçin Hazırlandı Read More »

Bilim Nedir ?

[Özgün Yazıdır]
Tarih: 30.12.2020
Yazar: Emre Sezer
Ortalama Okuma Süresi: 6 dakika

        Bilim, neden, merak ve amaç besleyen fiziki evrenin deney, gözlem, düşünce aracılığıyla sistematik bir şekilde incelenmesini de kapsayan entelektüel ve pratik disiplinler bütünüdür. 

        Bu bilimin sıkıcı tanımıdır. Bu tür tanımlar çok açık bilgiler vermez bize. Bu yazıda sıkıcı tanımlar yerine bilimin ne iş yaptığı daha somut tanımlama ve örneklerle anlatmaya çalışacağım. İnsanlık kendi varlığını fark etmeye başladıktan sonra ilk rutin işi de oluşmuştu. Merak etmek. Kendini, neden acıktığı, neden canı yandığı, neden gece göremediği gibi günlük hayatındaki ihtiyaçlarının nedenlerini sorgulayarak ilk kez merak etti ve evrimsel sürecinin de her anında bu rutinini sürdürmeye devam etti.

        Başından beri sorular aynıydı ama ilk zamanlar cevaplar farklıydı ve her zaman tatmin edici değildi. İnsanlık, gündelik yaşantısını derinden etkileyen olaylar için doğru cevabı bulması gerektiğini biliyordu ve bunun için oluşturduğu yöntemlerle bilim adını verdi. Bilim gündelik hayatımızdaki sorunlara veya hayatımızı kolaylaştıracak yöntemler için de doğru cevapları arar. 

        Söz gelimi Nil nehrinin kenarında yaşayan bir topluluk Nil nehri taşınca tarlaları ve evleri zarar gördüğü için buna bir çözüm aradılar. İlk çözümleri adak adamak, dolunayda şarkı söylemek gibi yöntemler olsa da bunu yöntemlerin işe yaramadığını fark edince gözlem yapmaya başladılar ve bu gözlemlerini not aldılar. Daha sonrasında bu gözlem ve sistematik notları sayesinde zamanı yıla, yılı da mevsimlere bölerek belirli mevsimlerde tarlalarına ekim yapmamaya, evlerini suda dirençli malzemelerle ve tepe noktalara yapmaya başladılar. Böylelikle bilim farklı yerlerde ama benzer şekillerde gelişmeye başladı. 

        Zaman geçtikçe insanlarla beraber bilim de gelişti. Bir olgunun bilim olabilmesi için çeşitli kısıtlamalar getirildi. Daha ilk başta bilimi icat eden topluluğun yaptığı gibi önce problemin tespiti bilim yapmak birinci adımdır, daha sonra aynı topluluk gibi gözlem yapıp veri toplanması gerekir. Bu verilere dayanarak ortaya bir hipotez yani fikir atılır. Bu noktadan sonra her bilim insanı incelediği olaya araştırmacı önyargısıyla yani ürettiği hipotezi ile yaklaşır ve bu hipotezini çeşitli, kontrollü deneylerle sınar. Deneyler sonucunda hipotezi eğer geçerli değilse önceki adımlara geri döner ver eksik noktayı bulmaya çalışarak aynı adımları takip eder. Eğer yaptığı kontrollü deneyleri hipotezini destekliyorsa bir yöntem üretmiş demektir. Bilimin en harika özelliği de bilimsel teorilerle kanıtlanan her şey her ilk denemede kesinlikle çalışmasıdır. Yani bilim ne derse doğrudur ve bize asla yalan söyleyemez. Peki bilim neden bize yalan söyleyemez? Çünkü söylediği her şeyi kanıtlamak zorundadır. Bilim bir olguyu söylemeden bunu test eder ve deney ile hipotezi çelişiyorsa yukarıdaki basamakları takip ederek doğru cevabı arar ve sadece doğru cevabı bulduğunda konuşur.

        Kısaca toplamak gerekirse bilim hayatımızın her anında yaptığımız her işte vardır. Hayatımızı sürdürmemiz ve daha iyi bir yaşam için şarttır. Asla bize yoktan bir sayı vermez yaşadığımız evren nasıl çalışıyorsa sadece onu keşfeder ve kurallarını bize anlatmaya çalışır. 

 

 

KAYNAKÇA & İLERİ OKUMA

BİLİM | etymonline.comMISIR TAKVİMİ | wikipedia.org

başlık görseli | pıxabay.com

Bilim Nedir ? Read More »

Scroll to Top