Notit

Yazar adı: Melih Kul

Avcı’nın Kalbi: Orion Bulutsusu

[Özgün yazıdır]
Tarih: 15.04.2021
Yazar: Melih Kul
Editör: Emre Sezer
Ortalama Okuma Süresi: 3 dakika
Orion Bulutsusu Görseli

Orion bulutsusu avcının belini temsil eden üç yıldızın altında, avcının kılıcını oluşturan üç ışıklı noktadan ikincisi olarak göze çarpar. En parlak bulutsulardan olan Orion yaklaşık 15 ışık yılı çapındadır ve gece çıplak gözle görülebilir. Bu geniş bölge, yeni oluşmakta olan genç yıldızlarla birlikte, gaz ve toz bulutlarından da meydana gelmektedir. Bölgenin bir başka özelliği ise yıldız sayısı bakımından bilinen en zengin yer olmasıdır. Gerçekten, bulutsunun merkezinde 1 ışık yılı küplük hacimde içerisinde 4,000 den fazla yıldız bulunur.

Orion Bulutsusu ‘nun kalbinde, devasa yıldızlardan oluşan “Trapezium (Yamuk) Yıldız Kümesi” bulunur.

Orion Bulutsusu Kalbi Görseli

Orion Bulutsusu’na muhteşem ışıltılı görünümünü kazandıran şey, burada bulunan dev yıldızlardır. Çok genç, sadece birkaç yüz bin yaşında olan, Güneş’ten onlarca kat büyük kütleli O – B tayf türündeki bu yıldızlar, sadece 1.5 – 2 ışık yılı çapında küçük bir alana sıkışmış haldedirler ve muazzam miktarda ışınım yaparlar. Bu büyük miktardaki yıldız ışınımı, bulutsuyu aydınlatmakla kalmaz, gaz ve tozun yavaş yavaş dağılmasına da neden olur. Molekül bulutları da denilen bu gaz, Trapezium’un uzak bölgelerinde yeni yıldızlar oluşturmak üzere sıkışır ve yoğunlaşır. Daha başka bir ifadeyle, dev yıldızlarımız bulutsuyu dağıtırken aynı zamanda yeni yıldızların oluşumuna da neden olmaktalar.

İlk olarak Galileo tarafından keşfedilen, bulutsunun kalbindeki bu “açık küme”de yer alan yıldızlardan dört tanesini küçük bir teleskop veya bir dürbünle ve biraz dikkatle baktığınızda görebilmeniz mümkün. Görece olarak parlak dört yıldızın oluşturmuş olduğu yıldız deseni çok kolay tanımlanabilir. Bu dört yıldız, genellikle artan bahar açısına göre A, B, C ve D olarak tanımlanır. Dört yıldızın en parlak olanı 5,13 kadir büyüklüğüyle C bileşeni yani Teta1 Orionis C’dir. A ve B bileşenlerinin her ikisi de örten çift olarak tanımlanmıştır. Bu görülebilen dört yıldız, aslında birer çift yıldızdır. Zaten Trapezium Kümesi’nde yer alan yıldızların hemen tümünün çift yıldız olduğu keşfedilmiş durumda.

Orion Bulutsusu ve Trapezium Görseli

Trapezium Kümesini oluşturan bu dev kütlelere sahip yıldızlar, önümüzdeki birkaç milyon yıl içinde, yani gökbilim ölçeklerine göre “yarın” diyebileceğimiz bir zaman diliminde birer birer devasa süpernova patlamaları ile karadelik ve nötron yıldızlarına dönüşecekler. Yıldızların muazzam patlamalarının ortalığa saçacağı demir, karbon, silisyum, oksijen, azot gibi ağır elementler ise bir yok oluş değil, çevresindeki bulutsuyu zenginleştirerek yeni başlangıçlara yol açacak.

 

KAYNAKÇA & İLERİ OKUMA

ORİON BULUTSUSU GÖRSELİ | NASA

ORİON BULUTSUSU KALBİ GÖRSELİ | FRANCESCO BATTİSTELLA

ORİON Bulutsusu NEDİR | EarthSKY.org

ORİON Bulutsusu | WIKIPEDIA

Avcı’nın Kalbi: Orion Bulutsusu Read More »

çift yıldızların evrimi

Çift Yıldızların Evrimi

[Özgün yazıdır]
Tarih: 08.04.2021
Yazar: Melih Kul
Ortalama :Okuma Süresi: 3 dakika

Birbiri etrafında çekimsel olarak birbirine bağlı yörüngelerde dolanan iki yıldızın oluşturduğu kapalı sisteme, “çift yıldız sistemi” denir.

Çift yıldızlar kabaca yıldızların birbirine olan yakınlıklarına göre üç gruba ayrılır:

  1.     Ayrık Çift Yıldızlar
  2.     Yarı Ayrık Çift Yıldızlar
  3.     Değen Çift Yıldızlar 
Çift Yıldız Grupları
Çift Yıldızların Evrimi

Çift yıldızların evrimi, tekil yıldızlarınkinden tamamen farklıdır. Çift yıldızların farklı evrimi, bunların çift oluşları ile ilgili doğasında ve etrafında yayılmış bulunan potansiyelden kaynaklanıyor.

Sistemin içinde bulunan bir küçük kütle üç ivmenin etkisinde kalır. İki yıldızın çekim ivmesi ve yörünge harekinde oluşan merkezkaç ivme. Yıldızlara yakın bölgelerde, maddenin yıldızlarla aynı hızla dönmesi beklenir. Her üç kuvvetin etkisinden oluşan toplam potansiyel bir şekil üzerinde işaretlenirse, her yıldızın etki alanının sınırlı olduğu görülür. Eşit potansiyeli temsil eden noktaların geometrik yerine “Roche eş potansiyel yüzeyleri” denir. İki yıldızdan birine bağlı olan maddenin içinde bulunduğu kritik yüzey “Roche loblarını” belirler.

Roche Kritik Yüzeyi

 

Roche loblarının dışında olup yıldızlarla birlikte dönme hareketinde bulunan madde, L3 noktası ile sınırlanan yüzeyin ötesine geçemediği sürece, sisteme bağlı kalır. L1, L2, L3, L4 ve L5 noktaları “Lagrange noktaları” olarak bilinir. Yani, iki yıldız arasındaki çekimsel etkinin bunları döndürmek için gereken merkezi kuvvete tam olarak eşit olduğu noktalardır. L1 noktası en önemli olanıdır. Sistem uzay – zaman boyutunda incelendiği zaman, L1 noktasının yıldızların “potansiyel kuyuları” arasında bir geçiş yeri olduğu ve en büyük potansiyele sahip olduğu görülüyor.

Bir çift yıldız sisteminde, yıldızlardan biri Roche lobunu dolduruncaya kadar genişlerse, madde yıldızı L1 noktasında terk ederek diğer yıldız üzerine yığılır. Genişleme hızı, maddeyi L3 noktasının ötesine itecek kadar çok ise madde sistemi tamamen terk eder.

Yakın Çift Yıldız Sisteminin Evrimi

Bazı yıldızlar oluşurken yakınlarında bulunan bileşen yıldızlarla birlikte oluşurlar. Yıldızların birbirlerine çok yakın oluşu birbirleri üzerinde çok büyük çekimsel etkilerde bulunmalarına sebep olur. Bazı durumlarda bileşenler arasında kütle aktarımı oluşabilir. Bu yüzden tek yıldızlardan daha farklı gelişen evrim senaryoları vardır.

 

KAYNAKÇA & İLERİ OKUMA

Başlık Görseli Sanatçı Lynette Cook’un 13 Haziran 2016’da California’daki San Diego Eyalet Üniversitesi’nden edindiği bir fikir üzerine Kepler-1647 b’de eşzamanlı yıldız tutulması ve gezegensel geçiş olaylarını çizimini gösteriyor. AFP Lynette Cook | San Diego State University

KARAALİ, S. Yıldızların Evrimi Kitabı, İstanbul, 1999

BİLİR, S. Yıldızların Evrimi Ders Notları

BİLGİÇ, E. D. Yüksek Lisans Tezi, Ankara, 2011

Pettini, M. Structure and Evolution of Stars – Lecture 18

 

Çift Yıldızların Evrimi Read More »

Kepler Uzay Teleskobu Ve Keşifleri

[Science Daily yazısından çevrilmiş ve düzenlenmiştir]
Tarih: 15.03.2021
Yazar: Melih Kul
Ortalama Okuma Süresi: 7 dakika

KEPLER TELESKOBU HAKKINDA KISA BİLGİLER

Gezegen Avcısı olarak da bilinen, adını Rönesans dönemi gök bilimcisi Johannes Kepler’den alan teleskop, NASA tarafından diğer yıldızların yörüngesinde dolanan dünya benzeri gezegenleri araştırmak için 7 Mart 2009 yılında uzaya gönderilmiştir. Gezegen avcısı yaptığı hassas ölçümlemelerle yer benzeri olabilecek gezegenleri bulmaya başlamıştır.

Fırlatma Dönemi: 5 Mart – 9 Haziran 2009 (uzun fırlatma pencereleri her gün 2 – 3 dakika) fırlatma pencereleri 28 dakika ayrı

5 Mart için ilk fırlatma fırsatı: Öğleden sonra 10.48 EST

Fırlatma Alanı: Cape Canaveral Hava Kuvvetleri İstasyonu, Florida, Pad 17B

Yörünge: Dünya’yı takip eden Güneş merkezli (helyosentrik) yörünge

Yörünge Periyodu: 371 gün

Görev Süresi: 3.5 yıl olarak planlanmıştır, fakat 15 Kasım 2018’e kadar görevine devam etmiştir.

KEPLER TELESKOBUNUN KEŞİFLERİ

Kepler uzay teleskobu fırlatıldığı ilk yıldan beri Güneş sistemi dışında yüzlerce gezegen keşfetti. Bu gezegenler arasında Dünya boyutlarında ve Dünya özelliklerinde olduğu gibi, çok daha farklı gezegenler de bulunmaktadır. Bu gezegenler bazıları çoklu gezegen sistemleridir. Bir yıldız etrafında birden fazla gezegen bulunan sistemler olduğu gibi, birden çok yıldız etrafında dolanan gezegen de keşfedilmiştir.

Görsel 2.
Görsel 2: Potansiyel olarak yaşanabilir dış gezegenler

Keşfedilen gezegenleri çoğu yaşanabilir bölge dışında olmasına rağmen, yaşanabilir bölge içinde bulunan gezegenler de vardır. New Jersey’deki Princeton Üniversitesi’nde görevli Dr Timothy Morton, Kepler tarafından bulunan Güneş sistemi dışındaki gezegenlerin büyük çoğunluğunun süper-Dünya denilen (Dünya’nın yarı çapından 1.2-1.9 kat daha büyük) gezegen ile sub-Neptün (Dünya’nın yarı çapından 1.9-3.1 kat daha büyük) gezegeni arasında kaldığını bildiriyor.

Görsel 3.
Görsel 3: Nasa’nın paylaştığı grafiklerde kahverengi bar, yeni doğrulanan 1284 gezegen sayısını gösteriyor. Açık mavi bar, Kepler’in daha önceki keşiflerini koyu mavi de Kepler dışındaki keşifleri gösteriyor.

Bilim insanları, Kepler’in 2015 yılı Temmuz ayında hedeflediği 4302 aday gezegenin bulunduğu katalogdan keşfedilen Güneş sistemi dışındaki 1284 yeni gezegeni tespit edip doğrulamak için yeni bir istatistiksel teknik kullandı. Yeni teknik, aday gezegenlerin simülasyonlarıyla ilgili farklı bilgiler topladı ve her olası yenidünyayla ilgili gökbilimcilere güvenilir puanlamalar verdi. Güvenilirliği %99’dan fazla olan adaylar ‘doğrulanan gezegenler’ olarak belirlendi. Araştırma ekibi, gezegen olma ihtimaline yakın fakat %99’luk orana ulaşmayan 1327 aday daha belirledi. Bu adayların incelenmesi devam edecek.

Kepler 186F Öte Gezegeni

Dünya’dan yaklaşık olarak 500 ışık yılı uzaklıkta bulunan kırmızı cüce yıldız Kepler-186 yörüngesindeki bir ötegezegendir. Kepler-186f, başka bir yıldızın yaşama elverişli bölgesinde keşfedilen, Dünya ile benzer yarıçapa sahip ilk gezegendir. 19 Mart 2014 yılında Kepler Uzay Teleskobu ile, “transit metodu” ile keşfedilmiştir.

Görsel 4. Kepler–186F ötegezegeni ve Dünya’nın karşılaştırılması
Görsel 4: Kepler–186F ötegezegeni ve Dünya’nın karşılaştırılması

Kepler-186f’in yörüngesel periyodu 129,9 gün, yörüngesel yarıçapı Dünya’nın %36 kadarı olup bu mesafede yıldızıyla (Ay ve Dünya gibi) eşzamanlı dönüşüm içinde olup olmadığı belli değildir. Bu sistemin yaşanabilir bölgesi, muhafazakâr bir tahminle Dünya’nın aldığı aydınlatmanın 0,88 ilâ 0,25 kadar olduğu bölgedir (0,22 ilâ 0,40 AB; Kepler-186f, %32 aydınlanmakta olduğundan bu bölgenin içinde, fakat Güneş Sistemi’nde Mars gibi dış sınıra yakın bulunmaktadır. Kepler-186f’nin aldığı yıldız akısı Gliese 581 d’ninkine benzemektedir. 

Görsel 5. Dünya ve Kepler-186f gezegenlerinin yörüngelerinin karşılaştırılması
Görsel 5: Dünya ve Kepler-186f gezegenlerinin yörüngelerinin karşılaştırılması

Kepler-186f’nin yarıçapı, Dünya’nın yarıçapından takriben %11 fazladır. Kütlesi, yoğunluğu ve bileşimi bilinmemektedir; kütle tahminleri sadece su/buz karışımı olan bir gezegenle tamamen demirden meydana gelmiş bir gezegen için 0,32 M ilâ 3,77 M arasında olabilir; Dünya’nınkine benzer bir bileşim (1/3 demir, 2/3 silikat kaya) olması hâlinde 1,44 M olmalıdır. Büyük çoğunluğu hidrojen/helyum olan bir atmosfer, yarıçapı 1,5 R‘dan az olan gezegenler için pek muhtemel görülmemektedir. Kırmızı cüceler, gençken yaşlılara göre çok daha kuvvetli aşırı morötesi (XUV) ışımaları vardır; gezegenin esasî atmosferi, bu süre içinde foto buharlaşması olabileceğinden H/He ağırlıklı zarfın büyük bir kısmının hidrodinamik kayıpla kaybetmesi muhtemeldir. 

 

KAYNAKÇA & İLERİ OKUMA

Kepler | NASA

Kepler: NASA’s First Mission Capable of Finding Earth-Size Planets | NASA

Kepler’in Fırlatılışı | NASA

Ötegezegenler | space.com

Kepler | Wikipedia

Kepler 186f | Wikipedia

Başlık Görseli | Nasa
Görsel 2 | PHL @ UPR ARECİBO, NASA
Görsel 3 | NASA
Görsel 4 | PHL @ UPR ARECİBO, NASA
Görsel 5 | NASA

YAZAR: Melih Kul

EDİTÖR: Emre Sezer

Kepler Uzay Teleskobu Ve Keşifleri Read More »

Scroll to Top