Tarih: 02.01.2021
Yazar: Fuat Bayrakçı
Ortalama Okuma Süresi: 6 dakika
Yeni yapılan araştırma, diş eti hastalığının daha geniş iltihaplı koşullarda nasıl bir rol oynayabileceğini açıklayan bir mekanizma sunmaktadır. Etkileyici yeni bir çalışma, diş eti hastalığının diyabet, kardiyovasküler hastalık ve hatta Alzheimer hastalığı ile nasıl ilişkili olduğunu açıklayan kayıp halkayı ortaya çıkardığını iddia ediyor. Araştırma, periodontitisin tüm vücuda hiperaktif enflamatuar hücreleri yayan sistemik bir bağışıklık tepkisini nasıl başlatabileceğini gösteriyor.
Şiddetli periodontitis veya diş eti hastalığı uzun süredir gözlemsel olarak daha geniş sistemik hastalıklarla ilişkilendirilmiştir. Kötü ağız sağlığı ile hipertansiyon ve hatta Alzheimer hastalığı arasındaki bağlantılar sıklıkla tespit edilmiştir, ancak ilişkinin nedensel olup olmadığını belirlemek zor olmuştur.
Şimdi, Toronto Üniversitesi’nden araştırmacılar tarafından yürütülen sağlam bir çalışmada, ağız hastalığının bu diğer enflamatuar koşulları nasıl şiddetlendirdiğini gösteren potansiyel bir mekanizma bulundu. Araştırmacılar, nötrofiller olarak bilinen bir tür bağışıklık hücresinin aktivitesini keşfetmeye başladılar. Bu ön hat bağışıklık hücreleri, vücut enfeksiyon veya travma algıladığında üretilir. Diş eti hastalığı durumunda, nötrofiller vücudun doğal bağışıklık tepkisinin önemli bir parçasıdır.
Başlangıçta bir fare periodontitis modelini kullanan araştırmacılar, akut bir oral enfeksiyonun sadece ağızda değil, hızla nötrofil üretiminin artmasına yol açtığını buldular. Hayvan modeli, kan dolaşımında ve kolonda ve ayrıca ağızda nötrofil aktivitesinin arttığını ortaya çıkardı. Hayvanların kemik iliğinde de yüksek nötrofil sayıları görüldü, bu da oral enfeksiyonun bu bağışıklık hücrelerinin daha geniş sistemik üretimini tetiklediğini düşündürüyor.
Yeni çalışmanın kıdemli yazarı Michael Glogauer, bu yüksek nötrofil seviyelerinin daha sonra vücutta dolaştığını ve herhangi bir ikincil enfeksiyona saldırmaya hazır olduğunu söylüyor. Ve bu mekanizma, diğer enflamatuar durumları tetikliyor veya en azından şiddetlendiriyor olabilir.
“Sanki bu beyaz kan hücreleri, birinci viteste olması gerekirken ikinci vitesteymiş gibi.” “[Nötrofiller] sitokinleri çok daha hızlı bir şekilde salgılayarak olumsuz sonuçlara yol açıyor.” diyor Glogauer.
Çalışmanın ikinci kısmı, insanlarda bu tür gelişmiş nötrofil aktivitesini doğrulamaya baktı. Küçük bir gönüllü kohortu işe alındı ve dişeti iltihabını veya diş etlerinde iltihaplanmayı uyarmak için üç hafta boyunca dişlerini fırçalamayı bırakmaları için yönlendirildi.
Üç hafta sonra, araştırmacılar çeşitli testlerle sistemik nötrofil aktivitesinin arttığını doğruladılar. Bu anormal bağışıklık belirteçleri, deneklerin normal ağız hijyeni davranışlarına yeniden başlamasından iki hafta sonra kayboldu.
Baş yazar Noah Fine, “Bunun ağız hijyeninin ilgisiz ikincil sağlık sorunlarına karşı savunmasızlığı etkileyebileceğine inanıyoruz” diyor. “Tüm vücutta nötrofil (bağışıklık) hazırlama, görünüşte farklı olan bu koşulları birbirine bağlayabilir.”
İlginç bir şekilde, araştırmacılar bu keşfin, son zamanlarda yapılan bazı çalışmaların neden COVID-19 komplikasyonları ile kötü ağız sağlığı arasındaki bağlantıları gösterdiğini açıklamaya yardımcı olabileceğini öne sürüyorlar. Sitokin fırtınaları olarak adlandırılan hiperaktif bağışıklık sistemi aktivitesi, ölüme yol açan ciddi COVID-19 vakalarında rol oynadı. Glogauer, diş eti hastalığının nötrofil aktivitesini artıran bir kişinin şiddetli COVID-19 riskini artıran bir rol oynayabileceğini varsayıyor.
Glogauer, “Periodontal hastalığı olan hastaların COVID-19 ile olumsuz sonuçlara sahip olma olasılığının çok daha yüksek olabileceğine dair kanıtlar var” diyor. “Nötrofiller, sitokin fırtınalarına neden olma riski en yüksek olan hücrelerdir. Tam olarak gösterdiğimiz hücre, periodontal hastalığı olan insanlarla hazırlandı.”
Yeni çalışma The Journal of Dental Research’de yayınlandı.
KAYNAKÇA & İLERİ OKUMA