Notit

Dünya

Astroloji Yaşamın Sırrı Mı ?

[Özgün Yazıdır]
Tarih: 06.03.2021
Yazar: Emre Sezer
Editör: Sercan Çolak
Ortalama Okuma Süresi: 8 dakika

Hayır. Astroloji Sahtekarlıktır! 

Şimdi bakalım şu astroloji meselesine. Yazının tamamını okuyacak zamanı olmayanlar ama sorunun cevabını merak edenler için cevabı verdiğime göre şimdi bu cevabı biraz kurcalayalım. Astrolojinin söylediği her cümleyi tek tek analiz edebiliriz ama yazı kısa olması için özet geçeceğim.

Astroloji nedir, nasıl ortaya çıkmıştır?

Astroloji, kelime tanımı olarak eski yunanca “astro” ve “logos” kelimelerinden gelmektedir. Yıldız bilgisi olarak çevirebiliriz. Ama yıldız bilimi ile uğraşan benzer kelime olan astronomi ile karıştırılmaması gerekmektedir. Astroloji, Astronomi veya astrofizik gibi bilim alanlarının araştırıp, teoremler ortaya attığı, matematiksel denklemler ile kanıtladığı gibi yıldızlarla ilgilenmez. Kanıtlamak yerine ortaya çıktığı ilk zamanların teknolojik gereksinimlerini referans göstererek ortaya atılan iddiaların kanıtlayanmacağı için iddialarının kendisine “astrolog” diyen insanların uydurmadığını, yıldızlardan gelen bilgiler olduğunu savunmak ve böylece yalanlarını insanlara daha kolay empoze edebilmek için bu ismi kullanmışlardır. 

Astroloji, başlarda masalların ortaya çıktığı ilk yerde yani Mezopotamya’da karşımıza çıkıyor. Buradan ticaret yolları sayesinde diğer coğrafyalara kadar yayılıyor. Çin, Eski Yunan ve Mısır medeniyetlerinde en popüler astroloji görüşleri karşımıza çıkıyor. Şu anda yaygın olarak kabul gören astroloji tanımları da Eski Yunan’da gelişen astrolojinin devamı olsa da diğer medeniyetler kendi astroloji kültürlerini hala devam ettirmekte.

Astrolojinin çıkış amacı bilimin gelişmediği toplumlarda insanların kolay yoldan diğer insanlara karşı üstünlük kurma çabasıdır. Bunun benzer bir örneği simyada da görüyoruz. Günümüzde bilim insanlarının yaptığı çalışmalar sayesinde enerji dönüşümleri, kütle çekim yasası gibi evrenin geçerli kanunlarını ve biz istesek de istemesek de gerçeği değiştiremeyeceğimizi, gözlem ve yorumlarımızla kullanabileceğimizi biliyoruz.  Bu gerçekler ile astrolojinin iddialarını inceleyebiliriz.

Astrolojide Kehanet

Astroloji iddia ettiği üzerine Dünya dışındaki gezegenlerin dünya perspektifinden bakıldığındaki hareketleri ile insanların geleceklerini veya olayların gidişatını önceden bildiklerini iddia ediyorlar. Şimdiye kadar önceden bilinmiş herhangi bir olay kayıtlara geçmemiştir. Her yılın sonunda gireceğimiz yeni yıl için astrologlar; “Bu yıl çok kötü geçecek.”,”Çok iyi geçecek.” gibi yorumlarda bulunurlar. Bu yorumlar sistematik değildir. Bu yorumlar genel olduğu için her yöne çekilebilir. Siz de yazı tura gibi iki ihtimalli durumlar için iki ihtimalinde önceden olabileceğini söylerseniz kesinlikle birini bileceksiniz. Bu ihtimaller üzerine gerçekçi çalışma yapmak isterseniz astrolojiyle değil istatistik bilimiyle ilgilenebilirsiniz. Çünkü astroloji; gök cisimlerine bakarken perspektif, büyüklük, ışık hızı gibi gerçekçi hiçbir parametreyi hesaba katmaz.

Burçlar

Burçlar yine Dünya perspektifinden bakıldığında Güneş’in insanların daha öncesinde yollarını bulmak için uydurduğu takımyıldızlarının önüne geldiği tarihte doğan insanla eşleşen ve sonrasında bu hareketlerin insanların kişiliğini ve hayatını etkilediklerini iddia etmesidir.

Diğer astronomik cisimler doğum anınızda veya sonrasında hayatınızı etkilemezler. Kütle çekim yasasından bunu biliyoruz. İnsanlar yaptıklarının sorumluluklarını almamak için, yardımı yoktan bekledikleri için uydurdukları bir sistemdir. “Mars geriye gidiyor akrep burcu bu hafta sinirli olabilir!” gibi cümlelerin hepsi yanlıştır. Mars geriye gitmez Dünya’nın yörünge çapı Mars’tan daha dar olduğu için Dünya dönerken Marsı geçer ve bağıl yörünge hızlarından dolayı Dünya’dan bakıldığında Mars geriye gidiyormuş “gibi” görünür. Bu olay sizi sinirli yapmaz. 

Bu örnekleri arttırabiliriz ama yazıyı daha uzun tutmamak için son örnek olarak astrolojinin daha en başından yanlış bir sistem üzerine kurulu olduğunu ve bu yüzden sonrasında söylediği her şeyin yalan olmasından bahsedeceğim. 

Astrolojinin size iddia ettiği burcu kabul ediyorsanız ve eğer kendinizi o burç ile ilgili söylenenler gibi hissediyorsanız, artık hissetmenize gerek yok çünkü burç tarihleri yanlış! Basit bir matematikle 12 aylık Dünya yılını 12 takım yıldızına bölmüşler. Eğer bu gerçekse aynı hesabın diğer gezegenler için de çalışması gerekir ama her gezegenin Güneş etrafında dönüş süresi ve konumu Dünya’dan farklıdır. Güneş Sistemi’nde olmayan gezegenleri de unutmamak gerekir. Buna göre insanların sadece 12 farklı karakterde olması gerekir. Aynı şekilde İnsan dışındaki canlıların da 12 farklı karakteri olmalıdır. Tekrardan söylemiş olayım. Bu sistem daha takvim aşamasında yanlış olduğu için bu sistem üzerine söyledikleri her şey de yanlıştır! Bu sistem yanlış çünkü her takım yıldızı Dünyadan bakıldığında aynı alanı kaplamıyor bu yüzden Güneş her takım yıldızında aynı sürede kalmıyor, bu da tarihleri aktif bir şekilde değiştiriyor. Ayrıca arada astrolojinin görmezden geldiği “Ophiuchus” yani “Yılancı” takımyıldızı da var. Bütün bunlarla gerçek tarihlere baktığımızda açıkça bunu görebiliyoruz.

Takım Yıldızlarının Gerçek Tarihlerinin Karşılaştırması

Yazıyı artık sonlandırmak ve toparlamak gerekirse astroloji daha en baştan kendi uydurduğu sistemle ve gerçekle çelişiyor ve onun üzerinde söylediği her şey genel yoruma açık söylemlerdir. Bu yüzden daha fazla örnekle yazıyı uzatmak istemedim. Dilerseniz siz de bilimsel gerçekler ile astrolojiyi karşılaştırabilir ve yanlış olduğunu kanıtlayabilirsiniz. Eğer bir kişi ortaya bir iddia atıyorsa o iddiayı kanıtlamakla sorumludur. Eğer iddiası söylediği yöntemler ile kanıtlanmıyorsa o iddia gerçek değildir. Astroloji için zaten tersini basit bir matematikle bile kanıtlayabilirsiniz. Yalan olan bir bilgi doğruymuş gibi kanıtsız bir şekilde insanlara empoze edilmeye çalışılıyorsa orada bir sahtekarlık vardır. Astroloji işte bu yüzden sahtekarlıktır!

 

KAYNAKÇA & İLERİ OKUMA

Astronomi | Wikipedia

Astrofizik | Astrophysics in a Nutshell Second Edition By Dan Maoz · 2016

Astroloji tarihi | WiKipedia

Simya | Wikipedia

Kuyruklu yıldız | WIkipedia

Halley kuyruklu yıldızı | Wikipedia

Ophiuchus | Wikipedia

Takımyıldızlarının gerçek tarihleri Karşılaştırılması görseli | Sun’s entry into zodiac constellations, 2021 Posted by Bruce McClure in ASTRONOMY ESSENTIALS | December 28, 2020

Masallar | Wikipedia

ASTRONOMICAL CALENDAR 2021 | 2020 by Guy Ottewell

Başlık görseli | Bumbibanane, blenderartists.org

Astroloji Yaşamın Sırrı Mı ? Read More »

Döndüğünü hissetmemiz için Dünya’nın ne kadar küçük olması gerekirdi?

[Science Focus yazısından çevrilmiş ve düzenlenmiştir]
Tarih: 26.02.2021
Yazar: Fuat Bayrakçı
Ortalama Okuma Süresi: 3 dakika

Dünyanın dönüşünü doğrudan hissedemiyoruz çünkü onunla birlikte dönüyoruz. Ancak Dünya herhangi bir kütle kaybetmeden kendisini bir şekilde sıkıştırsaydı, açısal momentumunu korumak için daha hızlı dönmesi gerekecekti. Tıpkı fizik öğretmenlerinin çok sevdiği buz patencisi gibi. Bu, üzerimize etki eden merkezkaç kuvvetini artıracak ve bu kuvvet radyal olarak dışarıya doğru hareket ettiği için, yerçekimi kuvvetini kısmen ortadan kaldıracak ve ağırlığımız azalacaktır.

Dünya’nın çapını yarıya indirmek, ağırlığımızı yaklaşık 1,2 kg azaltacaktır ki bu muhtemelen fark etmek için yeterli değildir. Ancak merkezkaç kuvveti doğrusal olarak artmaz ve çeyrek boyutlu bir Dünya’da ağırlığınız toplamda 15 kg düşer, böylece daha hafif hissedersiniz ve daha yükseğe zıplayabilirsiniz.

Bunun rotasyonun kendisi tartışmalı bir duygu olarak sayılıp sayılmayacağı. Atlıkarıncada, dönüşü hissedersiniz çünkü sürüşün yarıçapı o kadar küçüktür ki, merkezkaç kuvveti vücudunuzun uzunluğu boyunca gözle görülür şekilde değişir. Bunun olması için, “minyatür” Dünyamız o kadar küçük olmalıydı ki, kendi yüksekliğiniz gezegenin yarıçapının önemli bir oranı olmalıydı. Tabi biz bu noktaya varmadan çok önce, Dünya kendi merkezkaç kuvvetinden parçalanırdı.

Neden Dünyanın döndüğünü hissetmiyoruz?

Hızlı bir şekilde dönen bir döner kavşakta isek, bizi atmak isteyen garip bir güç hissedebiliriz. Dünyamız, uzayda yaklaşık 1.000 km / s hızla dönen dev bir döner kavşak gibidir (İngiltere’nin enleminde ölçüldüğü üzere). Öyleyse neden aynı gücü gerçekten güçlü bir şekilde hissetmiyoruz? Bunun nedeni, üzerimize etki eden başka bir kuvvetin olmasıdır: yerçekimi. Bu bizi yere, Dünya’nın dönüşünün bizi atmaya çalıştığından yaklaşık 1000 kat daha güçlü tutuyor.

Peki Dünya neden dönüyor?

Güneş Sistemi, türbülanslı bir gaz ve toz bulutundan neredeyse beş milyar yıl önce oluştu. Bu buluttaki atomların ve moleküllerin hareketlerinin ortalamasının tam olarak sıfır olması son derece düşüktü. Esasında, belirli bir yönde hareket etme veya dönme eğilimi olurdu.

Bulut yerçekimi altında çöktüğü için, açısal momentumun korunması, bulutun ilk dönüşünün büyütülmesini ve sonunda onu bir disk haline getirmesini sağladı. Dünya bu diskin içinde oluştu ve dönüyor çünkü açısal momentumunu ‘ana’ bulutundan miras aldı.

 

KAYNAKÇA & İLERİ OKUMA

Çeviri | Science Focus

Başlık Görseli | Science Focus

Döndüğünü hissetmemiz için Dünya’nın ne kadar küçük olması gerekirdi? Read More »

DÜNYA’NIN MANYETİK ALANINA NE OLUYOR?

[Discovery makalesinden çevirilmiş ve düzenlenmiştir]
Tarih: 16.02.2021
Yazar: Fuat Bayrakçı
Ortalama Okuma Süresi: 6 dakika

        Son zamanlarda, Güney Atlantik Okyanusu üzerindeki Dünya’nın manyetik alanında zayıf bir nokta giderek zayıflıyor, bu da küresel bir manyetik ters dönme olayının başlangıcına işaret edebilir.

        Dünyanın manyetik alanı bükülmüş, kıvrımlı, karmaşık ve birbiri içine giren manyetik enerji döngülerinden oluşur. Uzun süre hareketsiz kalmaz. Sürekli değişen dalgalanmaların olduğu bir hayatın tadını çıkarır. Ve son zamanlarda, güney Atlantik Okyanusu üzerindeki zayıf bir nokta giderek zayıflıyor, bu da küresel bir manyetik ters dönüş olayının başlangıcına işaret edebilir.

Gerçek Kuzey

        Dünyanın Kuzey Yarımküresinde yaşıyorsanız ve güvenilir keşif pusulanızı çıkarırsanız, kuzeyi gösteren bir ok alırsınız. Bu, ormanda kaybolmuş ve yalnızsanız en yakın kafeye giden yolu bulmak için kullanışlıdır.

        Ancak pusulanızdaki “kuzey” aslında coğrafi Kuzey Kutbu’na işaret etmiyor. Bunun yerine, Kuzey Kanada’nın geniş arktik ovalarının genel yönünü işaret ediyor. Neden mi? Çünkü dünyanın manyetik alanının kuzey yarımkürede en güçlü olduğu yer burasıdır.

        Güçlü kısımlar varken, Atlantik Okyanusu’nda Güney Amerika ile Afrika arasında hiçliğin ortasında duran zayıf kısımlar da var. Bölgenin kulağa hoş gelen ismine (Güney Atlantik Anomalisi) rağmen, havacılıkta kaybolmalar veya UFO görülmeleri yok. Sadece manyetik alandaki zayıf bir nokta.

Zayıf Noktalar

        Ama burada daha da anormal bir şey var: o zayıf nokta giderek zayıflıyor ve ikiye bölünüyor. Bu tuhaf değişime ne sebep oluyor? Açıklamak için derinlere inmemiz gerekiyor. Gezegenimizin tam anlamıyla derinliklerinde olduğu gibi. Orada, çekirdeğimiz, kontrolden çıkmış bir pervane gibi gülünç derecede hızlı dönen dev bir süper sıcak erimiş demir topudur.

        Dönen, kaotik çekirdek, fizikçilerin “dinamo eylemi” dedikleri şey aracılığıyla Dünya’nın manyetik alanına güç sağlar, ancak biz sadece “dönen sıcak şeyler büyük manyetik alanlar oluşturur” diyebiliriz.

        Manyetik alandaki güçlü noktalar ve sıcak noktalar, Dünya yüzeyinde olup biten herhangi bir şeyden değil, çekirdekteki tüm çılgın, şiddetli, karmaşık faaliyetlerden kaynaklanmaktadır. Bu, Dünya’nın manyetik alanının davranışını inceleyerek, çekirdekteki aynı aktiviteye bir göz atabileceğimiz anlamına gelir. Bu harika, çünkü 6400 km uzunluğunda bir tüneli açıp kendimize bakmak imkansız.

        Avrupa Uzay Ajansı’nın Swarm misyonu uydularının hedefi tam olarak budur. Manyetik aktiviteyi sürekli izleyerek, bakmadığımız zamanlarda gezegenimizin çekirdeğinin ne yaptığını daha iyi anlayabiliriz.

Ve dolayısıyla: Güney Atlantik Anomalisi

        2013’ten beri Anomali zayıflıyor ve hatta minimum manyetik enerjiye sahip iki farklı bölgeye ayrılmaya başladı. Bilim adamları bundan sonra ne olacağından emin değiller. Bölünme, biz ne olduğunu anlamadan buharlaşabilir veya kalıcı hale gelebilir. Ya da Dünya’nın tüm manyetik alanının en sevdiği hilelerden birini çekmek üzere olduğunun bir işareti olabilir: tamamen kapanıp yeniden ortaya çıkıyor, ancak kutuplar ters dönmüş halde.

        Ne olursa olsun, yüzeye çıkmış insanlar için pek bir tehdit değil. Bizi herhangi bir ölümcül kozmik radyasyona karşı korumak için güvenilir atmosferimiz var. Ancak yörüngedeki uydular, onları korumak için manyetik alanımız olmadan sorunlarla karşılaşabilir: Azaltılmış manyetik koruma uydularımızın hassas donanımında bazı aksaklıklara neden olduğundan, Güney Atlantik Anomalisi halihazırda kaçınılması en iyi yerdir.

Eğer kendinizi Atlantik Okyanusu’nun ortasında bulursanız, başka bir yere gidin.

 

 

KAYNAKÇA & İLERİ OKUMA

ÇEVİRİ | Discovery

Başlık Görseli | Nasa

 

DÜNYA’NIN MANYETİK ALANINA NE OLUYOR? Read More »

Scroll to Top