Notit

haber

580 TB Kapasiteli Manyetik Bant Kaseti

[New Atlas yazısından çevrilmiş ve düzenlenmiştir]
Tarih: 19.02.2021
Yazar: Süleyman Mansuroğlu
Ortalama Okuma Süresi: 3 dakika

YENİ MANYETİK BANT KAPASİTESİ REKORU KIRILACAK

        Manyetik bant, oldukça modası geçmiş bir veri depolama teknolojisi gibi görünebilir, ancak yoğunluğu ve kapasitesi büyük veri merkezleri için hala aşılması zor. Şimdi, IBM ve Fujifilm, rekor kıracak 580 TB kapasiteye sahip bir prototip manyetik bant kaseti oluşturmak için bir araya geldi.

        Çok fazla depolama şekli geldi ve gitti, ancak manyetik bant 1952’deki icadından beri önemli bir depolama ortamı haline geldi. Bunun nedeni dayanıklılığı, yoğunluğu, düşük maliyeti, uzun ömürlülüğü, enerji verimliliği ve ölçeklenebilirliği – tabii ki bunlar yıllar boyunca gelişti.

        En yeni prototip kaset, eğer açarsanız sadece 0,0043 milimetre kalınlığında ve 1,3 kilometre uzunluğunda olan 6,45 cm2 bandı başına 40 gigabayt sıkıştırmayı başarıyor. Bu, yaklaşık 580 TB’lık devasa bir toplam veri kapasitesi ekliyor ve bu, IBM’in 2017’de 330 TB kapasite için 63,5 Gigabayt / cm^2 kaset ürettiği önceki rekorunu oldukça iyileştiriyor.

Kaset yapıları karşılaştırması

       

        Yeni rekora izin veren ana gelişme, Fujifilm tarafından geliştirilen yeni kaset malzemesiydi. Mevcut bantların çoğu manyetik baryum ferrit (BaFe) parçacıklarıyla kaplanmıştır, ancak bu sefer şirket stronsiyum ferrit (SrFe) adı verilen yeni bir kimyasal bileşen kullandı. Bu yeni bileşen, BaFe parçacıklarına göre yüzde 60 daha az fiziksel alan kaplıyor ve daha fazlasını bir bant bölümüne sıkıştırılmasına izin veriyor. Ayrıca, manyetik olmayan yeni bir alt katman, bandın düzgünlüğünü de geliştirerek okuma / yazma kafasının yaklaşmasına izin veriyor.

        IBM’in prototipteki rolü, bu okuma / yazma kafalarının yanı sıra bunları kontrol eden eyleyicileri ve servoları geliştirmekti. Şirket, yeni geliştirilen kafaların, doğruluk için dünya rekoru olan 3,2 nanometre dahilinde konumlandırılmasına izin verdiğini söylüyor.

        Bu bant kasetleri, dünya çapında sürekli artan miktarda üretilen, işlenen, depolanan ve aktarılan veriyi işlemek için hayati önem taşıyan veri merkezleri için özellikle yararlı olacaktır.

 

KAYNAKÇA

ÇEVİRİ | NEWATLAS

BAŞLIK GÖRSELİ | New ATLAS

Kaset yapısı görseli | NEW ATLAS

580 TB Kapasiteli Manyetik Bant Kaseti Read More »

TÜRKLER UZAYDA

[Özgün Yazıdır]
Tarih: 10.02.2021
Yazar: Fuat Bayrakçı
Ortalama Okuma Süresi: 6 dakika

        Türkiye Uzay Ajansı (TUA), Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Türkiye’nin Milli Uzay Programı’nın tanıtımında yaptığı açıklamaların ardından gündeme geldi.

Peki nedir bu Türkiye Uzay Ajansı (TUA) ?

        Türkiye Uzay Ajansı (TUA) 13 Aralık 2018 tarihinde idari ve mali özerkliği ile özel bütçeye sahip olarak,  Millî Uzay Programını hazırlamak ve hayata geçirilmesi için düzenlemeler yapmak amacı ile Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı tarafından kuruldu. Asli görevi uzay ve havacılık bilimi ve teknolojileri için orta ve uzun vadeli hedefleri, temel ilkeleri ve yaklaşımları, hedefleri ve öncelikleri, performans kriterlerini, bunlara ulaşma yöntemlerini ve tümü için kaynak tahsisini içeren stratejik planlar hazırlamaktır.

        TUA’ya verilen en önemli görevlerden bir tanesi Türkiye’nin Milli Uzay Programı’nı hazırlamak oldu. Bu program 2021 yılı ile 2030 yılı dahil bu yıllar arasında izlenecek yolları, amaçları ve kaynakları belirleyecek. Geçtiğimiz günlerde Cumhurbaşkanı Erdoğan Türkiye Uzay Ajansı ile ilgili yaptığı konuşmada TUA’nın ve Milli Uzay Programı’nın 10 ana hedefini açıkladı.

TUA Tanıtım Görseli
TUA Tanıtım Görseli
CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN’IN AÇIKLADIĞI 10 STRATEJİK HEDEF
  1. Ay Görevi: 2023 yılında Cumhuriyetin 100. Yılına özel olarak uluslararası anlaşmalar ile yakın dünya yörüngesinde ateşlenecek milli ve özgün hibrit roket ile Ay’a sert iniş gerçekleştirilecek. Bir sonraki aşamada ise ilk fırlatma bu kez milli roket ile yapılacak ve Ay’a yumuşak iniş gerçekleştirilecek.
  2. Yerli Uydu: Yeni nesil uydular geliştirme ve üretmek için dünya ile rekabet edebilecek ticari bir marka ortaya çıkarılacak. Türkiye Uzay Ajansı uydu ve kaynak gereksinimlerini bu şirketten karşılayacak.
  3. Bölgesel Konumlama: Türkiye’ye ait bölgesel konumlama ve zamanlama sistemi geliştirilecek. Bölgesel Konumlama ve Zamanlama Sistemi kısaca BKZS, bir uydu konumlandırma sistemi ve küresel konumlandırma ve zaman aktarımında Türkiye Uzay Ajansı’nın bir projesidir. Projenin amacı, konumlandırma ve zamanlama bilgilerini mevcut yabancı sistemlerden bağımsız olarak sağlamaktır.
  4. Uzay Limanı: Uzaya erişimi sağlamak için bir uzay limanı kurulacak. Türkiye’nin en uygun fırlatma alanı uygun konuma sahip başka bir ülke içerisinde belirlenip bu noktada fırlatma tesis altyapısı oluşturulacak.
  5. Uzay Meteorolojisi: Uzay meteorolojisi zamana bağlı olarak, uzay ortamındaki değişimin, yer tabanlı teknolojik sistemlere, insan yaşamına ve sağlığına olan etkilerini inceleyen bir disiplindir. Bu alanda yatırım yapılarak uzaydaki yetkinlik artırılacak. Özellikle iyonosfer araştırmaları desteklenecek.
  6. Uzay Nesneleri: Astronomik gözlemler ve uzay nesnelerinin dünyadan takibi konularında yetkinlik kazanılacak. Radyo teleskopları ile bilim insanları uzaydan gelen radyo sinyalleri üzerinde çalışabilecek. Aktif uydular, uzay çöpleri ve asteroidler yerden ve uzaydan izlenecek.
  7. Uzay Sanayisi: Uzaycılık alanında sanayi kümelenmesi ile entegre çalışmalar yürütülecek. Uzay teknolojisi ürünleri ve hizmetleri ihraç edilecek. Yüksek nitelikli insan kaynağı için istihdam oluşturulacak.
  8. Uzay Teknolojileri: ODTÜ ile birlikte yerli ve yabancı yatırımcılarla ev sahipliği yapacak bir uzay teknoloji geliştirme bölgesi kurulacak.
  9. Uzay Farkındalığı: Uzay alanında etkin ve yetkin insan kaynağını geliştirmek amacı ile uzay farkındalığı oluşturulacak.
  10. Türk Astronot: Bir Türk vatandaşı bilim misyonu ile uzaya gönderilecek.

 

Tüm bu stratejik hedefler sayesinde Türkiye’nin uzay alanında görünürlüğü artırılacaktır. Tüm dünyada özellikle SpaceX’in başarıları ile birlikte revaçta olan uzaycılık alanında Türkiye’nin de artık etkin olduğunu görebiliriz. İleriki dönemlerde belirlenen bu stratejik hedefler doğrultusunda uzay artık Türkiye için de ulaşılabilir olacaktır. Bu tür programlar Dünya ile sınırlı kalmayıp uzayın ve evrenin derinliklerine yolculuk ederek hem bilime hem de insanlığın gelişmesine katkıda bulunmaktadır.

 

 

KAYNAKÇA & İLERİ OKUMA

TUA | TÜRKİYE UZAY AJANSI

BAŞLIK GÖRSELİ | TÜRKİYE UZAY AJANSI
TUA TANITIM GÖRSELİ | TÜRKİYE UZAY AJANSI

TÜRKLER UZAYDA Read More »

DIAMOND NANO PİLLER

[NDB Technology açıklamasından çevrilmiş ve düzenlenmiştir]
Tarih: 09.02.2021
Yazar: Süleyman Mansuroğlu
Ortalama Okuma Süresi: 4 dakika

Diamond nano piller kendi kendine şarj olabilen, bunu yaparken de yüksek güç çıkışı verebilen uzun ömürlü pillerdir. Uzun kullanım demişken binlerce yıldan bahsediliyor. Tipik olarak bir yarı iletken, metal ve seramiğin kombinasyonundan oluşan bu piller iki bağlantı yüzeyi ile yük topluyor. Genel bir pil sistemindeki gibi pozitif ve negatif temas yüzeyi oluşturabilmek için bu sistemlerden bir yığın oluşturuluyor. Bu yığının her katmanı yüksek bir enerji çıkış kaynağından oluşuyor. Bu şekilde sistemin genel verimliliğini arttırıp ürün için çok katmanlı bir güvenlik kalkanı sağlıyor.

Peki elektriği nasıl üretiyor?

 

RADYASYONDAN ELEKTRİĞE

Tüm radyoizotoplarının yüksek miktarda ısı ürettiklerini biliyoruz. İzotopların önceden bahsettiğim katmanların arasında en uygun yerlere yerleştirilmesi, bulunduğu yerdeki tek kristalli elmas nedeniyle de ortaya çıkacak olan esnek olmayan saçılmayı kolaylaştıracaktır. Bu tasarım sayesinde de ısının radyo-izotop tarafından absorbe edilmesini önler ve kullanılabilir elektriğe hızlıca dönüştürülmesini sağlar.

NDB şirketi radyoaktif atıkların geri dönüştürülmesinin pek çok kişinin ilgilenmediği bir konu olduğunu belirterek, pillerde sürdürülebilirliği sağlamak ve güvenli, emniyetli bir ortamda temiz bir enerji kaynağı teşvik etmek için nükleer yakıtı yeniden işleyerek ve geri dönüştürerek yeniden kullanmayı hedefliyorlar. Bor katkılı tek kristalli elmas ile sistemden her yönden yararlanmaya çalışan NDB şirketi alfa ve betanın yanı sıra fazla nötron radyasyonlarının da bor-10 katkısı kullanarak alfa ışınına dönüştürüyor. İnce film yapısı sayesinde esnek tasarım yapısı olan bu piller uygulanacak yere göre her şekil ve biçimde olabilecek bu da pillerin her türlü pazara girebileceğini gösteriyor.

 

ENERJİ ÜRETİMİNDE BU PİLLERİ KULLANMAK GÜVENLİ Mİ?

Piller, bilinen en termal iletken olup aynı zamanda içindeki radyasyonu tutma kabiliyetine de sahip olan poli-kristal elmas tabakasıyla kaplı olacak. Bu malzeme paslanmaz çelikten yaklaşık on iki kat daha serttir. Bu da pilleri kurcalanmaya karşı korumalı ve son derece sağlam hale getiriyor. Pil sistemindeki yüksek enerji kaynağı çalışma sırasında ısı üretecektir. Sistemdeki ısıyı optimum seviyede tutabilmek adına elmas dış kaplamaya termal bacalar yerleştirdiler. Pil sistemi içerisinde nükleer güç kaynağı bulundurmak nükleer yayılma sorununu ortaya çıkarır. Bu sorunu çözmek için de pillerin içerisine güç üretimi dışında kullanımı engelleyen bir iyon yerleştirme yöntemiyle kilit sistemi oluşturdular.

 

NE OLACAK?

Cep telefonları, bilgisayarlar, arabalar kısacası elektrikle çalışan her şey için devrim olabilecek ve gelecekte beklenen yeni teknolojilerden bize bir fikir verebilecek bir girişim. İnsanlığın şimdiki hayatında azımsanmayacak ölçüde büyük bir ihtiyaç olan enerji ihtiyacını karşılayabileceğini düşünüyorum. Pillerin enerji üretiminde nükleer atık yaratmaması küresel ısınma ve atık birikimini önleme konusunda da çok büyük yardımcı olacağından böylesine bir araştırma insanların hayatını kolaylaştıracaktır.

 

 

KAYNAKÇA & İLERİ OKUMA

NANO DIAMOND BATTERY | NDB TECHNOLOGY

BAŞLIK GÖRSELİ | NDB TECHNOLOGY

DIAMOND NANO PİLLER Read More »

Scroll to Top