Notit

Yazar adı: Emre Sezer

Bütün Hayvanların Zehri Aynı Mıdır?

[Özgün Yazıdır]
Tarih: 21.02.2021
Yazar: Emre Sezer
Ortalama Okuma Süresi: 3 dakika

        Doğada birçok canlı türünde avcılarına karşı kendini korumak için zamanla özel yetenekler evrimleşmiştir. Aynı şekilde birçok canlı türünde de avlanmak için özel yetenekler evrimleşmiştir. Bu özelliklerden bir tanesi de zehir özelliğidir. Dilimizde sadece “zehir” kelimesi ile ifade edilse de aslında özelliklerine göre farklı şekillerde tanımlanmıştır ve farklı isimlendirilmişlerdir. 

        Zehrin tanımına baktığımızda TDK tarafından “Organizmaya girdiğinde kimyasal etkisiyle fizyolojik görevleri bozan ve miktarına göre canlıyı öldürebilen madde.” olarak tanımlanmıştır. Zehrin canlı organizmada var olduğu hali için de “toksin” kelimesi kullanılıyor. Bunun dışında konuyla alakalı TDK onaylı başka bir kelime yok. Peki bu kelimeler zehri tanımlayabilmek için yeterli mi? Hayvanlardaki zehri göz önünde bulundurduğumuzda iki farklı durumla karşılaşıyoruz. 

İlk Durum “Venomous”

       “Venomous”, Canlının ısırma veya sokma benzeri hareketi ile hedef canlının derisi delinerek belli bir açıklıktan kanının içerisine fışkırtılarak gerçekleştirilen durumda toksin özellik gösteren maddeyi ifade eden tanımlamadır. “Venomous” hayvanlara en yaygın olarak bilinen Wagner engereği, Sarı akrep örnek olarak gösterilebilir. Bu özellik genelde avcı olan hayvanlarda avlanmak için evrimleşmiştir. Bu hayvanların zehirleri insanlar için ölümcül olabilir.

İkinci Durum “Poisonous”  

       “Poisonous”, canlının derisinde salgılanan zehirdir. Bu hayvanlara karşı yapılan dokunma, ısırma gibi eylemler sonucunda zehrin bu eylemi gerçekleştiren canlının vücuduyla temas etmesi halinde vücudu tarafından emilerek, vücudunda toksin özellik gösteren maddeyi  ifade eden tanımlamadır. “Poisonous” hayvanlara zehirli ok kurbağası örnek olarak gösterilebilir. Bu özellik canlının kendini avcılardan koruması için evrimleşmiştir. Bu hayvanların zehirleri insanlar için ölümcül olabilir.

     

Bu iki farklı durum toksin maddeyi ifade etse de birbirlerinden farkları vardır ve bu farklar göz önünde bulundurularak doğru tanımlama yapılması için başka dillerde farklı kelimeler ile ifade edilmektedir. Karşılaştığınız hayvan “venomous” veya “poisonous” olması farketmeksizin temastan kaçınılmalı ve güvenli bir şekilde o bölgeden uzaklaşılmalıdır. Sizce “venomous” ve “poisonous” kelimeleri için hangi Türkçe kelime kullanılmalıdır?

 

KAYNAKÇA & İLERİ OKUMA

ZEHİR | TDK

Venom | Oxford Learners DIctIonarIes

PoIsonous | CambrIdge DIctIonarY

Venom | WIKIPEDIA

Yılan Zehri | WIKIPEDIA

YILAN ZEHRİ | REPTILE PARK

YILAN ZEHRİNİN EVRİMİ | WIKIPEDIA

ZEHİRLİ OK KURBAĞASI | PhenotypIc and GenetIc DIvergence In Three SpecIes of Dart-PoIson Frogs WIth Contrasting Parental BehavIor

GÖRSEL İKONLAR | FLATICON

Bütün Hayvanların Zehri Aynı Mıdır? Read More »

Uzaktan Eğitimde Teorik İşlenen Kimya Ve Biyoloji Laboratuvarında Ne Oluyor? 

[Özgün Yazıdır]
Tarih: 17.02.2021
Yazar: Emre Sezer
Ortalama Okuma Süresi: 6 dakika

        İlk yazımda laboratuvarlar hakkında Laboratuvarlarda ise teorik bilgilerin somutlaştırılması, daha iyi kavranması için modellemeler oluşturuluyor ve deney yaparak verilerin test edilebileceği ortamları bize sunuyor. Böylece laboratuvarlar, hesaplanan teorik verilerin doğruluğunu test etmeyi, gözlem yapmayı, bilimsel düşünmeyi, deney sonuçlarını değerlendirme ve yorumlama ile bu teorilerin kavranmasını kolaylaştırır. Ayrıca laboratuvarlarda ki çalışmalar ile yeni keşifler yaparak yeni teknolojiler üretilir.” olarak bahsetmiştim bu yazımda ise kimya ve biyoloji laboratuvarlarından bahsedeceğim.

Laboratuvarda ekmek yapabilir miyiz?

        

Bir kimya laboratuvarı

        Temel fen bilimlerinin ana bilim dallarından biri olan kimya; maddelerin yapısını, özelliklerini ve başka maddeler ile arasındaki ilişkiyi inceler. Bu süreci teorik ve deneysel olarak sürdürür.  Kimya laboratuvarlarında da diğer laboratuvarlarda olduğu gibi teori ve deney ilişkisi, araştırma, gözlem ve deney yapabilme becerisi kazandırılır. Kimya laboratuvarlarında yapılan maddenin özellikleri deneyinde, maddenin fiziksel ve kimyasal yapısı incelenir, bu özellikler ile maddelerin birbirinden nasıl ayrılacağı öğrenilir, erime ve kaynama noktası gibi faz dönüşümleri gözlemlenir. Çözelti deneylerinde ise tepkime stokiyometri hesaplama, asit baz titrasyonu ile pH özelliklerine göre maddeleri sınıflandırabilmeyi öğrenirler. Karışık deneyler yaparak nişasta hidrolizi, sabun ve aspirin elde etmesi gibi çeşitli maddeleri beraber ve sistematik kullanarak ürün elde etmeyi öğrenirler.

        Kimya Laboratuvarında bu tür deneylerin yapılmasının asıl amacı öğrenciye günlük hayatta karşılaştığı maddeler hakkında bilgilendirmek, gerektiği durumlarda üzerinde işlem yapabilme kabiliyeti kazandırmak, deneylerde kullanacağı laboratuvar malzemelerini tanıma ve laboratuvarda deney yapma tekniklerini öğrenme, doğada gördüğü kimyasal olayları yorumlayabilme ve gerçek bilgiye ulaşabilme gibi yetenekler kazandırmaktır.

        Kimya laboratuvarlarında risk olarak ayrıca çalışılan maddelere göre farklı zehirlenme riskleri vardır. Bunlar, gaz zehirlenmeleri, brom ve klorla zehirlenme, etil alkolle zehirlenme, zehirli madde yutulması gibi zehirlenmelerdir. Zehirlenmelerin önlenmesi için gazlarla çalışırken çeker ocak kullanılmalıdır. Laboratuvar önlüğü, eldiven ve gerek olduğu durumlarda maske ve gözlük ile çalışılmalıdır. Zehirlenme yaşanırsa tıbbi ilk yardım yapılmalıdır, zehirlenen kişi açık havada bol oksijen almalıdır.

Yaşayan makineleri incelemek

 

        Diğer fen bilimleri evrenin ya da olayların bir bölümünü incelese de sadece biyoloji canlıları konu alan ana bilim dalıdır. Canlıların fizyolojik ve biyolojik özelliklerini incelerken; canlının doğma, gelişme, üreme ve evrimsel sürecini inceler. İçinde yaşadığımız canlı bir çevre olan doğayı anlamak, onu korumak ve içerisinde gerçekleşen her türlü canlı faaliyeti yorumlayabilmek için biyoloji şarttır. Biyoloji laboratuvarlarında doğanın canlı olan her parçası ve canlılığın temeli, nasıl devam edeceği; geçmiş canlılar ve şu an yaşayan canlılar arasında bağlantı kurarak evrimsel süreçleri de göz önünde bulundurularak incelenir.

        Öğrenciler biyoloji laboratuvarında bulunan insan modelleri ile insanın iç organlarını, iskelet sistemini, dolaşım ve boşaltım sistemi gibi vücut özelliklerini tanıyor, fosiller yardımıyla geçmişte yaşamış insanlar ile günümüzde yaşayan insanların farkının nedenlerini öğreniyorlar. Kullandıkları mikroskoplar ile hücrelerin dünyasını gözlemleyerek hücre içerisindeki ve hücrelerin birbiri arasındaki faaliyetleri hakkında bilgi sahibi olurken aynı zamanda daha büyük canlıların belli parçalarını mikroskop altında inceleyerek nasıl çalıştıklarını ve ne işe yaradıklarını keşfediyorlar. Biyoloji laboratuvarındaki asıl amaç öğrencilerin canlılığın nasıl meydana geldiğini, korumak için ne yapılması gerektiğini, hücreden organizmaya kadar geçmişte yaşamış ve günümüzde yaşayan canlıları sınıflandırarak evrimsel süreci daha iyi aktarmaktır.

KAYNAKÇA & İLERİ OKUMA

İLK YAZI | UZAKTAN EĞİTİMDE TEORİK DERSE DÖNÜŞEN LABORATUVARLARDA NE OLUYOR?

Laboratuvar Güvenlik Önlemleri | ESTÜ KİMYA

Başlık Görseli | CANTERBURY ÜNİVERSİTESİ

laboratuvar görseli | YOUVISIT.COM

Uzaktan Eğitimde Teorik İşlenen Kimya Ve Biyoloji Laboratuvarında Ne Oluyor?  Read More »

Her Şeyi Yiyen Gargantua-2

[Özgün Yazıdır]
Tarih: 13.02.2021
Yazar: Emre Sezer
Ortalama Okuma Süresi: 7 dakika

        Gargantua’nın ne kadar gerçekçi bir kara delik olduğunu analiz edebilmek için önce gerçek kara deliklerin özelliklerini yazının ilk bölümünde anlatmıştım. Şimdi Gargantua’yı bu özelliklerle karşılaştıracağız.

Gargantua İle Galaksiler Arası Yolculuk

        Interstellar evreninde Gargantua’nın Satürn yanında olduğunu ve başka bir galaksiye çıktığını biliyoruz. Bu özelliğinden dolayı Gargantua için “solucan deliği” deniyor. Solucan deliği, kara deliğe giren cisimlerin evrenin başka yerlerinden çıkmasına olanak sağlayan yolu kısaltan geçitlerdir. Günümüzde kara delikler üzerinde yapılan çalışmalar ile biliyoruz ki kara delikler yüksek çekim gücüne sahip astro fizik kütleleridir ve hacimleri küçük olduğu için çektikleri her maddeyi içlerinde parçalayarak istiflerler. Bu yüzden Gargantua’nın bu özelliği bilimsel olarak mümkün değildir! Eğer mümkün olsaydı bu yolculuk için zarar görmeyecek ileri teknolojiler geliştirmemiz gerekecektir. Interstaller evrenindeki Gargantua içerisinde seyahat eden Endurance uzay aracı da bu teknolojiye sahip kabul edilmiştir.

Gargantua’nın Anatomisi

Gargantua-1

        Gargantua 100 milyon Güneş kütlesinde ve olay ufku da buna bağlı olarak yaklaşık 1 milyon kilometre civarında. Ortalama Dünya’nın Güneş etrafındaki yörüngesine eşit oluyor. Kara deliklerin yarıçapı, olay ufkunun çevre uzunluğunun 2 pi kadarıdır. Bu hesaba göre Gargantua gibi fiziksel özelliklere sahip kara delik mümkün olabilir!                                                                        

Gargantua-2

        Gargantua’nın zamanı Interstellar’da olduğu gibi aynı oranda yavaşlatması için çok hızlı dönmesi gerekir. Bu hızı Tars’ın ,Interstaller evrenindeki robot, 1 saatte tamamlamasını referans alıp üstteki bilgilerle hesaplarsak ışık hızına çok yakın dönmesi gerektiği sonucuna ulaşıyoruz. Bu Gargantua için maksimum dönüş hızı. Einstein’in hız sınırını geçmediğinden bir kara delik için bu dönüş hızı mümkündür! Thorne da bu olayı “mümkün ancak muhtemel değil.” olarak özetliyor.

Gargantua’nın Görünüşü

Gargantua tasarlandığında daha önce bir kara delik fotoğrafı çekilmemişti ama kara deliklerden veriler alınıyor üzerine çalışmalar yapılıyordu. Bu bilgiler ışığında Thorne yaptığı çalışmalar ile Gargantuayı tasarladı. 2019 yılında EHT teleskobunu ilk kez bir kara delik fotoğrafı çekmeyi başardı. Gargantuaya dışarıdan baktığımızda etrafında gördüğümüz ışık şekli Gargantua’nın olay ufkunun çevresinde dolanan ve Gargantua’nın etkisinden kaçabilen fotonlardır. Benzer görüntüğü EHT teleskobunun fotoğrafında da görebiliyoruz. Gargantua’nın bu görünüşü mümkündür!

Gargantua | Interstellar (solda) & İlk Kara Delik Resmi | EHT Telecope (sağda)

        Zamanda yoluluk, geçmişi değiştirmek, farklı boyutlar gibi sadece kara deliği değil diğer etkenlere de bağlı olan diğer konulara, sadece Gargantua’yı incelediğim için, bu yazıda değinmeyeceğim. Bir kara delik olarak Gargantua için Interstellar bilimesel temeller üzerine kurulmuş da olsa neticede kurgudur ve kurguda hikayenin ilerlemesi için bazı şeyler “öyle” kabul edilir. Bu konu ile alakalı Interstellar’ın bilimsel danışmanı Thorne “Raslantı evrimin ilk yapı taşıdır.” diyor.  Yine de Interstellar bilimsel analizleri çok iyi yapmış ve hikaye boyunca her detayı bu analizlerle planlamış bir kurgudur diyebilirim. 

 

KAYNAKÇA & İLERİ OKUMA

HER ŞEYİ YİYEN GARGANTUA-1 | İLK YAZI

SOLCUAN DELİĞİ | WİKİPEDİA

GARGANTUA HAKKINDA BİLGİLER | THE SCİENCE OF INTERSTELLAR

KARA DELİK GÖRSELİ | EHT COLLABORATION

GARGANTUA GÖRSELLERİ | INTERSTELLAR

Her Şeyi Yiyen Gargantua-2 Read More »

Her Şeyi Yiyen Gargantua-1

[Özgün Yazıdır]
Tarih: 06.02.2021
Yazar: Emre Sezer
Ortalama Okuma Süresi: 6 dakika

        Kara delik öyle bir çırpıda geçilecek bir konu değil ama içinde kafa kurcalayan bir yer var ki o da kurgularda gördüklerimizin ne kadar bilim olduğu…  

Öncelikle;

“Kara delik, astrofizikte, çekim alanı her türlü maddesel oluşumun ve ışınımın kendisinden kaçmasına izin vermeyecek derecede güçlü olan, kütlesi büyük bir kozmik cisimdir.”

        Evet bu kabul ettiğimiz tanımın ufacık giriş bölümüydü. İşin bir de kurgu bölümü var ki çoğumuz “kara delik” ismini ilk orda duymuşuzdur. Bu yazıda “Interstellar” filminde yer alan “Gargantua” olarak adlandırılan kara delik üzerinden kara deliğin ne olduğunu Gargantua’nın ne kadar gerçek olabileceğini anlatmaya çalışacağım. Fazla uzun olmaması için iki bölüme böldüğüm “Her Şeyi Yiyen Gargantua” yazımın bu bölümünde kara delikler hakkında bilimin ne dediğinden bahsedeceğim. Yazıyı daha basit ve anlaşılır tutmak için formüllere ve diğer ayrıntılara burada değinmeden daha basit bir şekilde anlatmaya çalışacağım.

Interstellar evreninde Gargantua bir geçit gibi bizi A noktasından B noktasına götürdüğünü ve etrafına zamanda büyük bir sapmaya neden olduğunu biliyoruz. 

Peki bu fikre nereden kapıldılar? İçine giren olmadı ya da içinden çıkagelen biri olmadı. Hatta Interstellar yazıldığı yıl daha önce teleskoplarla bile bize kendisini gösteren bir kara delik de olmamıştı. 

        Interstellar’ın yazarları bilimle olabildiğince yakın bir kurgu ortaya koymak istiyorlardı. Bunun için Kaliforniya Teknoloji Enstitüsü’nde profesör olan kütleçekim dalgaları alanında yaptığı çalışmalarla nobel ödülü kazanan Kip Thorne’dan bilimsel danışmanlık aldılar.

Gargantua Görseli
Gargantua Görseli

        Bu noktada başa geri dönelim Kara deliklere tekrardan bakalım. Kara delikler, yıldızların içerisinde gerçekleşen füzyon tepkimesi bitip helyuma dönüşecek hidrojenleri kalmadığı yani ömürlerini tamamladıktan sonra içlerine çökmesi durumunda oluşan büyük kütleli ama küçük hacimli astrofizik cisimlerdir. Çekim kuvvetleri güçlü ve olay ufukları geniş olduğu için olay ufkundan daha yakında olan cisimleri kendilerine güçlü bir şekilde çekerler. Bunu daha kolay anlamak için 1,889,500X10^24 kg kütleye sahip olan Güneş’in çekirdeğinde üretilen kütlesi 0 kabul edilen, ışık hızıyla hareket eden fotonlar bile sadece 10,000,000 yıl sonra güneşin yüzeyine ulaşabiliyorlar. Eğer Güneş bir kara delik olsaydı, ki bunun olması için çapının 3 km olması gerekirdi, fotonlar dahi yüzeye ulaşamayacaktır. Böylece dışarıya ışık yayamayacağı için karanlık kalacaktı. Kara delikler de isimlerini bu özelliklerinden alıyorlar. 

       Kara deliklerin bir başka özelliği de yüksek kütlesiyle uzay-zamanı bükmesidir. Kara deliğe olay ufkundan daha fazla yaklaşırsanız artık ondan kaçamazsınız çünkü bunun için ışık hızından daha hızlı hareket etmeniz gerekir. Kara deliğin içerisinde düştüğünüzde dikkat etmeniz gereken diğer kara delik özelliği de tekilliktir. Tekillik, kara delik gibi yüksek kütlesel astrofizik cisimlerinin meydana getirdiği uzay-zaman kurallarının çalışmadığı alanlardır. 

Yazımın ikinci bölümünde kara delik hakkında bilimden öğrendiğimiz bu özelliklerinin Interstaller’da nasıl işlendiğini inceleyeceğiz.

 

KAYNAKÇA & İLERİ OKUMA

KARA DELİK | WIKIPEDIA

GUNES ENERJİSİNİN KAYNAĞI | TUBITAK

NÜKLEER FÜZYON | WIKIPEDIA

DÜNYA GÜNEŞ KARŞILAŞTIRMASI | NASA

HIGGS BOZONU | Citation: S. Eidelman et al. (Particle Data Group), Phys. Lett. B 592, 1 (2004)

HIGH ENERGY PHYSICS | CORNELL UNIVERSITY

OLAY UFKU | WIKIPEDIA

TEKILLIK | KARISTAD UNIVERSITY

BAŞLIK GÖRSELİ | EHT COLLABORATION
GARGANTUA GÖRSELİ | INTERSTALLER

Her Şeyi Yiyen Gargantua-1 Read More »

Çevrimiçi Laboratuvarlar | Uzaktan Eğitimde Teorik Derse Dönüşen Laboratuvarlarda Ne Oluyor? 

[Özgün Yazıdır]
Tarih: 30.01.2021
Yazar: Emre Sezer
Ortalama Okuma Süresi: 3 dakika

İnsanlık var olduğundan beri içinde bulunduğu evrenin yapısını ve işleyişini merak etmiştir. Bu merakına cevap bulabilmek için birtakım yöntemler geliştirmişlerdir. Bu yöntemlerin sistematik, düzenli ve çeşitli deneyler ile test edilebilen bilgi yoluna da bilim demişlerdir.

Bilim çok geniş konuları ele alsa da bunlardan bazıları, okullarda teorik ders olarak karşımıza çıkan evrendeki her maddenin işleyişini inceleyen fizik, maddelerin yapısını inceleyen kimya ve canlılığı konu alan biyoloji gibi fen bilgisi alanlarıdır. Bu alanlardaki konular okullarda pandemiden dolayı uzakten eğitim sisteminde teorik olarak işlenmek zorunda kaldığı için bu konular teoride sayısal verilerden oluştuğu için sadece matematik ile anlaşılması zordur.

Laboratuvarlarda ise teorik bilgilerin somutlaştırılması, daha iyi kavranması için modellemeler oluşturuluyor ve deney yaparak verilerin test edilebileceği ortamları bize sunuyor. Böylece laboratuvarlar, hesaplanan teorik verilerin doğruluğunu test etmeyi, gözlem yapmayı, bilimsel düşünmeyi, deney sonuçlarını değerlendirme ve yorumlama ile bu teorilerin kavranmasını kolaylaştırır. Ayrıca laboratuvarlarda ki çalışmalar ile yeni keşifler yaparak yeni teknolojiler üretilir.

Peki bir laboratuvarda nasıl çalışılır?

Farklı konular için farklı gereksinimler gerektiği için farklı laboratuvarlar oluşturulmuştur. Her laboratuvar aynı olmasa da ortak kuralları vardır. Bu kurallar öncelikle güvenlik kurallarıdır. Güvenlik önlemleri alınmadan laboratuvarda deneye başlanmamalıdır. Deneyde bir düzenek üzerinde çalışılacaksa önce düzenek kurulmalı ve test edilmelidir. Kullanılacak malzemeler, gerekli güvenlik önlemleri alınarak önceden hazır edilmelidir. Deney sonunda kullanılan malzemeler, gerekli güvenlik önlemleri ile temizlenmelidir. Deney boyunca, deney düzeneğini bırakmadan gözlenen her değişim not alınmalıdır ve deney sonrasında bu notlar ile deney raporu hazırlanması deney hakkında bize teorik bilgi vermesi için önemlidir.

Bu raporlar sayesinde deneyleri yapmadan, deneyde neler olacağını biliriz ve teorik bilgiye tekrardan deney yapmaya gerek olmadan ulaşabiliriz. Laboratuvarlar, pandemi sürecinde uzaktan işlenen derslerde gördüğümüz konulardaki hesaplamaların yapıldığı çalışma alanlarıdır. Gördüğümüz teorik hesaplamalar gerçek hayatta test edebileceğimiz yerler yine bu laboratuvarlardır.

 

KAYNAKÇA & İLERİ OKUMA

Bilim Nedir?

Teoriler Kanıtlanmamış Fikirler Midir ?

Çevrimiçi Laboratuvarlar | Uzaktan Eğitimde Teorik Derse Dönüşen Laboratuvarlarda Ne Oluyor?  Read More »

Uzay Neden Önemlidir?

[Özgün Yazıdır]
Tarih: 16.01.2021
Yazar: Emre Sezer
Ortalama Okuma Süresi: 6 dakika

        İnsanlık olarak gece yıldızları gördüğümüzden beri evrendeki yerimizi ve varlığımızı sorguluyoruz.. Bunun cevabını bulmak kolay değil. Uzaydaki yerimizi bulmak istiyorsak ilk önce içerisinde bulunduğumuz uzayı, evreni keşfetmeliyiz. 

Kitaplardaki tanımı; Evreni kaplayan; Dünya’nın atmosferi dışında ve diğer gök cisimleri arasında yer alan, gök cisimleri hariç boşluğa verilen isim olan Uzay’a, Dünyamızdaki deniz seviyesinden yaklaşık 80-100 km yukarıya çıktığımızda ulaşmış sayılıyoruz.

        Uzay bizim için bu tanımdan daha fazlası. Gezegenimiz Dünya’da var olan her şey öncesinde uzaydaki yıldızların içerisindeki elementlerdi. Bu elementler “Büyük Patlama” sonrasında önce yıldızları oluşturdu ve zamanla yıldızların içerisinden koparak diğer elementler ile bir araya gelerek kendilerinden daha büyük kütleli cisimleri oluşturdular. Bu oluşum süreci biz insanları da kapsıyor. Çünkü Dünya içerisinde var olan biz insanların yapı taşları da uzaydaki yıldızlardan geliyor. Yani gökbilimci Carl Sagan’ın deyişiyle, hepimiz yıldız tozuyuz. Kendimizi “İnsan” diye adlandırıp diğer hayvanlardan soyutlasak bile hepimizin yapı taşları aynı hatta cansız olan nesnelerle bile aynı elementlere sahibiz. Sözgelimi vücudumuzdak elementlere bakacak olaraksak; %65 oksijen, %18 karbon, %9.5 hidrojen ve %3.2 nitrojen ve %4.3 oranında diğer elementlerden oluştuğumuzu görürüz.  Bu elementlerin ilk sentezlendiği yerlerin yıldızlar olduğunu biliyoruz.

 

İnsan Vücudu Elemanları Bileşimi

 

        Bu yüzden şuan evrendeki yerimizi bilmek için, zamanı geriye sarıp evrendeki ilk yerimize gitmeliyiz, yani yıldızlara bakmalıyız. Böylelikle neden, nasıl var olduğumuzu, Dünya’da yaşamın nasıl başaldığını, Dünya dışında başka nerede yaşamın olup olmadığını, Dünya dışında nerede yaşamaya devam edebiliriz gibi soruların cevaplarını bulmuş oluruz. Bunun için de yönümüzü uzaya çevirip araştırma yapmalı, araştırmalarımızı yapabilmek ve daha kesin sonuçlar elde edebilmek için uzay teknolojilerimizi geliştirmeliyiz. 

        Uzay teknolojilerimizi sadece uzaydaki yerimizi öğrenmek için değil bulunduğumuz konumda rahat ve sürdürülebilir bir yaşam için de geliştirmemiz gerekiyor. Önceleri dünyamızın hareketlerini anlamak için uzaya baktık gözlem yaptık ve bu bilgileri hayatta kalmak için kullandık. Sözgelimi binlerce yıl önce hayatta kalmak için yaşadığımız güvenli alandan uzaklaşıp av ararken güneşin kounumuna göre havanın ne zaman kararacağını bildiğimizden gece olup avcılarımız çıkmadan evimize dönebildik ve benzer birçok olayda uzaya bakmak  hayatımızı kurtarmıştır, medeniyetimizin gelişmesinde kilit rol oynamıştır. Gökbilimci Carl Sagan başka bir sözünde bu tür olayları “Modern insanlar astoronomların soyundan geliyor.” diyerek özetlemiştir. 

        Ayrıca kullandığımız uzaktan kumandalar gibi uzayla hiç alakası olmadığını düşündüğümüz birçok teknoloji de uzay çalışmaları ile gelişmiştir ve bu teknolojiler hayatımızda bize daha rahat bir yaşam sunmuştur. Fabrikalarımızı uzaya taşımayı dünyadaki kaynaklarımız biteceği için uzaydaki kaynakları kullanmayı hedefliyoruz. Çünkü dünyamıza iyi davranmıyoruz. Bunun sonucunda Dünya dışında çözümler arıyoruz. Yine bu çözümler için uzayı çok iyi anlamalı, gelişmiş teknolojiler icat etmeliyiz.

        Kısaca uzay, geçmişimizi öğrenmemiz, geleceğimizi daha rahat tasarlamamız için çok önemlidir. Umuyorum uzayı keşfettikçe öğrendiğimiz bilgiler ve geliştirdiğimiz teknolojiler medeniyetimizi olumlu yönde etkiler.

 

 

KAYNAKÇA & İLERİ OKUMA

Uzayın başlangıcı | NWS

Uzaktan kumanda | wikipeida.org

insan vücudu elemanları bileşimi | Anne Marie Helmenstine, Ph.D.

insan vücudu elemanları bileşimi görseli: Youst | Getty Images

Başlık Görseli | Hubble Space Telescope | NASA

 

Uzay Neden Önemlidir? Read More »

Teoriler Kanıtlanmamış Fikirler Midir ?

[Özgün Yazıdır]
Tarih: 09.01.2021
Yazar: Emre Sezer
Ortlama Okuma Süresi: 4 dakika

        Bilim, evrenimiz içerisindeki her şeyi inceleyip neden-sonuç ilişkileri kuran sistematik disiplinler bütünüdür. Evrenimizdeki olguları açıklarken deneysel ve gözlemsel yöntemler kullanır. Bu yöntemler dahilinde edindiğimiz bilgilerin kesin ve geçerli olduğundan emin oluruz ve evrenimizin nasıl çalıştığını, ulaşmak istediğimiz sonuç için neler yapmamız gerektiğini bize söyler.

        Bilgileri bize dogmatik bir şekilde değil, izlediği sistematik yolların bir sonucu olarak denklem ya da formül olarak adlandırdığımız, yöntemler sunarak yapar. Bu yöntemlere ulaşmak için izlediği yollara okulda da öğretilen en basit ismiyle “bilimsel araştırma basamakları”dır. 

        Tam bu  noktada bazen yanlış bilgiler daha kolay kavransın diye öğretiliyor. Daha sonra ise doğrusunu anlatılsa da bilgi kirliliğine neden oluyor ve akıllarda yanlış olarak kalabiliyor. Bu yazımda bilim dünyasının kabul ettiği ve literatürde kullandığı teori tanımının aslında ne olduğundan bahsedeceğim.

        Merak ettiğimiz bir olguyu anlamak için ilk önce soru sorarız ve verdiğimiz ilk tahmini cevabımız bizim hipotezimiz olacaktır. Bu noktada bilim insanları araştırma yaparken bu hipotezlerini doğru varsayarak deneyler yaparlar. Buna araştırmacı ön yargısı denir. Sorunu iki bilinmeyenli durumdan tek bilinmeyenli hale getirdiğinden dolayı hızlı sonuç almak için önemlidir.

        Yapılan gözlem ve deneyler sonucunda bu hipotez ya değiştirilir ya da doğruluğu kanıtlanana kadar test edilir. Eğer çürütülecek sonuçlar çıkmazsa araştırılan olgunun açıklaması olarak kullanılırlar. Bu hipotezlerle diğer bilim insanları çalışmalar yaparlar ve hipotezlerin sonuçlarını evrenin yasası olarak kabul ederler. Söz gelimi kütle çekim kanunu maddelerin birbirini çektiğini ve aralarındaki çekim kuvveti ilişkisinin kütlelerin büyüklüğünün birbirlerine olan uzaklıklarının karesiyle ters orantılı olduğunu belirtir. Bu ilişki “Ters Kare Yasası” olarak da bilinir. Yani evren yasaları bize sadece havadan bırakılan elmanın yere düşeceğini söyler ama bunun nasıl olduğunu açıklamaz. Kapsamlı açıklamayı, yasaların yöntemlerini oluşturan hipotezlerin bir araya gelmesiyle oluşan teoriler yapar. Bu yüzden “Kütle Çekim Yasası”nı açıklamak için “Kütle Çekim Teorisi”ni kullanırız.

Kısaca bahsetmek gerekirse teoriler sadece bir tahmin, denenmemiş bir düşünce değil; birçok deney, gözlem, veya diğer yasalar ile ilişkileri ile test edilmiş ve bu testleri geçmiş evren yasaları olarak kabul edilen sonuçların açıklamalarıdır. 

 

 

KAYNAKÇA & İLERİ OKUMA

Kütle Çekim Yasası | The Principia: Mathematical Principles of Natural Philosophy

Ters Kare Yasası | wikipeida.org

BAŞLIK GörseLİ | Karsten E. Zegwaard The University of Waikato · Work-Integrated Learning Unit CHP BSc MSc(Tech) PhD

 

Teoriler Kanıtlanmamış Fikirler Midir ? Read More »

Bilim Nedir ?

[Özgün Yazıdır]
Tarih: 30.12.2020
Yazar: Emre Sezer
Ortalama Okuma Süresi: 6 dakika

        Bilim, neden, merak ve amaç besleyen fiziki evrenin deney, gözlem, düşünce aracılığıyla sistematik bir şekilde incelenmesini de kapsayan entelektüel ve pratik disiplinler bütünüdür. 

        Bu bilimin sıkıcı tanımıdır. Bu tür tanımlar çok açık bilgiler vermez bize. Bu yazıda sıkıcı tanımlar yerine bilimin ne iş yaptığı daha somut tanımlama ve örneklerle anlatmaya çalışacağım. İnsanlık kendi varlığını fark etmeye başladıktan sonra ilk rutin işi de oluşmuştu. Merak etmek. Kendini, neden acıktığı, neden canı yandığı, neden gece göremediği gibi günlük hayatındaki ihtiyaçlarının nedenlerini sorgulayarak ilk kez merak etti ve evrimsel sürecinin de her anında bu rutinini sürdürmeye devam etti.

        Başından beri sorular aynıydı ama ilk zamanlar cevaplar farklıydı ve her zaman tatmin edici değildi. İnsanlık, gündelik yaşantısını derinden etkileyen olaylar için doğru cevabı bulması gerektiğini biliyordu ve bunun için oluşturduğu yöntemlerle bilim adını verdi. Bilim gündelik hayatımızdaki sorunlara veya hayatımızı kolaylaştıracak yöntemler için de doğru cevapları arar. 

        Söz gelimi Nil nehrinin kenarında yaşayan bir topluluk Nil nehri taşınca tarlaları ve evleri zarar gördüğü için buna bir çözüm aradılar. İlk çözümleri adak adamak, dolunayda şarkı söylemek gibi yöntemler olsa da bunu yöntemlerin işe yaramadığını fark edince gözlem yapmaya başladılar ve bu gözlemlerini not aldılar. Daha sonrasında bu gözlem ve sistematik notları sayesinde zamanı yıla, yılı da mevsimlere bölerek belirli mevsimlerde tarlalarına ekim yapmamaya, evlerini suda dirençli malzemelerle ve tepe noktalara yapmaya başladılar. Böylelikle bilim farklı yerlerde ama benzer şekillerde gelişmeye başladı. 

        Zaman geçtikçe insanlarla beraber bilim de gelişti. Bir olgunun bilim olabilmesi için çeşitli kısıtlamalar getirildi. Daha ilk başta bilimi icat eden topluluğun yaptığı gibi önce problemin tespiti bilim yapmak birinci adımdır, daha sonra aynı topluluk gibi gözlem yapıp veri toplanması gerekir. Bu verilere dayanarak ortaya bir hipotez yani fikir atılır. Bu noktadan sonra her bilim insanı incelediği olaya araştırmacı önyargısıyla yani ürettiği hipotezi ile yaklaşır ve bu hipotezini çeşitli, kontrollü deneylerle sınar. Deneyler sonucunda hipotezi eğer geçerli değilse önceki adımlara geri döner ver eksik noktayı bulmaya çalışarak aynı adımları takip eder. Eğer yaptığı kontrollü deneyleri hipotezini destekliyorsa bir yöntem üretmiş demektir. Bilimin en harika özelliği de bilimsel teorilerle kanıtlanan her şey her ilk denemede kesinlikle çalışmasıdır. Yani bilim ne derse doğrudur ve bize asla yalan söyleyemez. Peki bilim neden bize yalan söyleyemez? Çünkü söylediği her şeyi kanıtlamak zorundadır. Bilim bir olguyu söylemeden bunu test eder ve deney ile hipotezi çelişiyorsa yukarıdaki basamakları takip ederek doğru cevabı arar ve sadece doğru cevabı bulduğunda konuşur.

        Kısaca toplamak gerekirse bilim hayatımızın her anında yaptığımız her işte vardır. Hayatımızı sürdürmemiz ve daha iyi bir yaşam için şarttır. Asla bize yoktan bir sayı vermez yaşadığımız evren nasıl çalışıyorsa sadece onu keşfeder ve kurallarını bize anlatmaya çalışır. 

 

 

KAYNAKÇA & İLERİ OKUMA

BİLİM | etymonline.comMISIR TAKVİMİ | wikipedia.org

başlık görseli | pıxabay.com

Bilim Nedir ? Read More »

Scroll to Top